Ahmet Fidan Kişisel Resmi Web Sitesi
Bilgi paylaşıldıkça anlam kazanır

 

 
 

Asosyal Kişilerin Sigortası Atarsa

Asosyal Kişilerin Sigortası Atarsa, Kaçak Akım Rolesi Kullansınlar!

Ya Onların da Sigortası Atarsa?

Asosyal kişilerin sigortası zaten atıktır. Kaçak akım rolesine ne gerek var diyebilirsiniz hemen. Ama işte maalesef elektrik tesisatı düz mantıkla çalışsa da insan psikolojisinde düz mantık çalışmamaktadır.

Nice psikonevrotik veya psikosomatik vakalarda bu kişilerin önce kendilerine sonra topluma kazandırılmasında ara çözümlemeler çoğu zaman en ideal sonucu vermiştir.

Psikosomatik Kişilerin (A-Sosyallerin) Sigortası:

Genelde toplum, a-sosyal kişilere karşı sigortayı dayatmaktadır. Patlama anında mekanizmanın devre dışı kalması (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , ,

 

Parantez İçinin Çekiciliği

Efendim, parantezinizi köşeli mi alırsınız köşesiz mi?

Her yerde duyulan söylenen çok çok genel bir laf vardır.

 

Ben de o beylik lafı kullanacağım. Çünkü benim de ağzım var ve benim de bu beylik lafı etmeye hakkım olmalı.
Ağzı olan konuşuyor“. Bu laf kim söylerse söylesin her zaman komiğime gitmiştir. En son markette yedi yaşlarında bir çocuk annesine söylemişti bu bu sözü. Ben de marketin ortasında bastım kahkahayı. Tabi bütün gözler çocuğun konuşmasına değil kahkahamın desibalitesi yüksek olduğundan bana çevrileceğinden tırstığım için derhal yan reyona dalarak gözden kayboldum.

Bu sözü seviyordum zaten, bir de bunu yedi yaşında ÇOCUKLAR DUYMASIN dizisinin yeni versiyonunun dominant (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , ,

Kasım 28th, 2010 | in Pazar Yazıları, Psikoloji, Toplum, Yaşam | 3 tane yorum

 

Çok ta Tınn!

 

Kasıntılıktan eklem yerleri kireçlenmiş, beğenmez kimseyi.
Darmadağınık duygular içinde yüzerken güya haklar herkesi.
Sen gölgemin oynaşmasıyla cebelleşen şirin şebek,
Emirler ve ithamlar yağdır dur, alıp alıp ver kendi kendine,
Ben gölgelerin sahibi, hayatın içgüdülerinin gülümseyişi,
Sen dışgüdülerinin esiri, değeryargılarının pençesi…

Sen günahımı ala ala bitiren,
Sen sevabımı göremeyip hayaTINdan eden,
Blöfe pas, reste rest, çok ta TINN!

Hesabı kitabı sever, onca hesapların ve kitapların arasına
Dipnotlar koyar bana dair, cümle cümle, yığın yığın.
Tekrarlar eder içinde, beş kere, on kere sıkılmadan baygın baygın, (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , ,

Soft-modern Tesellilerin Aygın-Baygın Takviyesi

Sorular içindeki sorunların içinde bulunan cevap kırıntılarını ıskalıyor görünüp te aslında sıkı hayatı(nızı) öylesine tîye alarak rölantide tuttuğunuz olur bazen. Siz sorunlarınızdan habersiz, onların çözümüne oldukça uzak göründükçe çevrenizdekilerin sizlere iştahlıca yardım etmek için gayrete girişmeleriyle bile dalga geçersiniz sessizce ve gülümseyerek.

Bu anlarda adeta bir tulûat sahnesinin önündeki bir yığın insanın hep bir ağızdan gülümsemesi kadar şiddetle gülümsersiniz, önce kendinize, sonra yokuş ortası vites küçültecek yerde sizi büyük vitese geçirmeye çalışan gayretlere…

Aslında yer yer içinize akıttığınız gülümseme efektlerinizi dışarıya taşırırsanız (daha&helliip;)

Etiketler: , , ,

 

 

Sürü Dağ Yolunda

Alıp Başını Gider Rüstem Emmi Yaylaya Doğru

Rüstem Emmi sabahın beşinde kalkar

 Kerpiç yığma tuğladan tek katlı dört gözlü yeterince geniş olan evinin en geniş bölümü olan bizim adına mutfak dediğimiz içeri odada, yine bizim adına şömine dediğimiz ama şömineden biraz daha genişçe olan ocağın içine yerleştirdiği kuzineyi o an orada olan kağıt, çalı çırpı ne varsa tutuşturarak yakar. On iki kişilik alemiyon demliği ağzına kadar doldurarak kuzinenin üzerine koyar.

Rüstem Emmi ile Zarife Bacı için en özel zamanlar bu zamanlardır. Zamanın uyandığı ama çocukların hala kan uykusunda olduğu anlardır. Rüstem Emmi, Zarife Bacıya daha çok zaman ayırmak (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , ,

 

Kaç Kuruş Psikolojik Servetiniz Var!

 

Ekonomik Zenginliğin Psikolojik Sefaleti:

Bırakın Ekonomik Zenginliği, Kaç Kuruşluk Pisikolojik Servetiniz Var A Kuzum!

Zengin ve fakir sözcükleri ne kadar anlamsızlaşır bazen.

Amansız bir hastalıkta, yığın yığın kitlenmiş trafikte, sevdiğinin çulsuz bir sevgiliye kaçısında, paranın veya servetin çaresizliğe ümitsiz bakışlarla el açısında görürsünüz bu sefaletleri.

İliklerinize işler gerçek zenginliğin katmanları, gözünüzün önüne gelir perde perde.

Paranın satın alamadığı ne varsa çap çap saymaya başlar psikolojik servet sahipleri, parayla paralanmış, insanlıktan yaralanmış yürüyen elbiseleri kat kat katlarlar, hallaç pamuğu gibi atarlar göğüslerini gere gere. (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , ,

 

Eee Eşittir Mee Ce Kare

İzafiyet Ama Nece İzafiyet, Zaafiyet Ama Ne Kadar Zaafiyet?

Albert Einstein’ın bilim dünyasında çağ açan ve çağ kapatan 1905 yılında yazdığı makale ile ortaya koyduğu formülasyonda  her maddi varlığın aslında enerjinin bir türevi olabileceğini dile getirmiştir. Genel anlamda bu teoriye de “izafiyet” (görecelik) teorisi denmiştir.

Atomların parçalanması sistemine dayanan (fisyon) Atom Bombasının da bulunmasına kaynaklık eden Einstein’ın teorisi, enerji ile kitle/kütle arasındaki ilişkiyi çözümlemiştir. Einstein,  bu teorisi veya denklemi, 22 Aralık 2005 te yapılan deneyler sonucu,  0,0000004 hatayla yani milyonun onda dördü kadar hatayla doğrulanmıştır.

Ben de Einstein’in bu yaklaşımını bir iki noktandan insan ve fizyonomisine uyarlamaya çalıştım. (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , ,

Yıllardan 1982, aylardan Mayıs ve Mayısın biri.

12 Eylül Çocuğu

12 yaşlarında çocuğum. Okul yoktu ki, sanırım hafta sonuydu. Annemle pazara gidiyorduk. Bahçemizde topladıklarımızı satmak için kasabaya (ilçe merkezindeki pazar yerine) Annemin sırtında uzun sepet, ellerinde iki tane bakır yoğurt bakracı, benim iki elimde naylon telis kumaşından yapılmış ağzına kadar tepili pazar çantası.

Annemin pazar çantasının içinde evde bahçede ne ürettiyse onlar, benim çantamın içinde de bahçemizden topladığım üzüm teveğinin yaprakları (Yaprak sarması yapılan üzüm yaprağı) Kırkbeş dakikalık yürümenin ardından şehir merkezine yaklaştık. Biz yürürken, nümayiş (miting) sesleri yankılanmakta sokaklarda, “üreten biz tüketen biz olacağız” “söke söke alırız” “ölmek var dönmek yok” gibi sloganlar kulaklarımda hala çınlamakta. (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Ağustos 22nd, 2010 | in Pazar Yazıları, Toplum, Yaşam | 2 tane yorum

Ramazan Davulcusuna Zarfım Var!

Sevgili Ramazan Davulcusu,

Bütün bir ramazan  boyunca kafamı ütüledin. Bana bir mani söylemeyi bile çok gördün. Sen mani söylemediğin için ben de ışığımı yakıp uykudan uyanmış, saçı karışmış, suratı buruşmuş ama yine de müteşekkirane bir eda ile pencereyi açıp sana el sallayamadım.

Şimdi bana zarf göndermişsin. Aldım bu zarfı ve içine bu notları yazmaya karar verdim. Aslında ilkel duygularım bu zarfı rulo yapıp iade etmemi salık verdi bana ama, ben bilinçaltımın üstüne beton döküp makyajlanmış duygularım ile sana cevap yazmayı uygun gördüm.

Sevgili davulcu,

Doğrusu zarfı almaya geldiğinde 4. kattan aşağı başına kaynar su dökecektim. Ama çocukların varmış kıyamadım inan.

(daha&helliip;)

Etiketler: , , ,

 

Rol Çatışması, Çakışması, Atışması

Hayat, çoğu zaman dört başı mamur tanım getiremez roller ve bu rollerin oynanması oyalanması için. Hatta çok ara durumlara karşı bir kategori bir isim ararken zorlanırsınız, kalakalırsınız öylece. Bu şaşkınlığı bazen duygusal ve mantıksal ilişkilerinde, bazen iş veya hiyerarşik yapıda, bazen ev içlerinde ve ev işlerinde yaşarsınız. İşte bunlardan biri de ekonomi konusundadır.

Ne Ko Nomi?

Eko nomi. Burada iktisat biliminin karşılığı olan ekonomiden bahsetmiyorum. İktisat biliminin kelime anlamı (daha&helliip;)

Etiketler: , , , ,