Ahmet Fidan Kişisel Resmi Web Sitesi
Bilgi paylaşıldıkça anlam kazanır

:: Hukuk

 

 

Gelenek, Özgürlüğü Her Zaman Isırabilir mi?

Davul mu Uykuyu, Uyku mu Davulcuyu Döver?

(Kamu Özgürlüklerinin Kamu Düzeni İçindeki Yeri ve Mukayesesi / Karşılaştırması Üzerine Toplumbilimsel İnceleme)

Bu yazının o kadar çok başlığı var ki, 21 yıllık yazı hayatımda şimdiye kadar hiç bu kadar çok başlık bulduğum ve başlıklar arasında kararsız kaldığım yazım olmamıştı. Ben de, bütün bu başlıkların ziyan olmaması için, yazıma orta başlık yapmak zorunda hissettim.

Şimdi bu başlıkları sıralamak istiyorum:

Medyatik Başlık: Gelenek Özgürlüğü Her Zaman Isırabilir mi?

(daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , , , , , , ,

Temmuz 15th, 2010 | in Hukuk, Siyaset/Politika, Toplum | 10 tane yorum

Anayasa Değişikliği Paketi ve Referandum Maddeleri

 

Referanduma gidecek on milyonlarca yığın, milyonlarca itaatkar skolastik robot ve binlerce bilinçli seçmen

26 maddede hülasa edilen, 5982 sayılı, 7/05/2010 tarihli Anayasa Revizyonu, Türk Parlamentosundan geçip Cumhurbaşkanı’nca da onaylanmıştır. “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, CHP tarafından AY mahkemesine gönderilmiş ve bu talep AY mahkemesince kısmen kabul edilip kısmen reddedilmiştir.

07.11.1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın bir kısım bozukluklarını düzeltmek üzere revizyona tabi tutulmuştur tutulmasına da, bu operasyonun daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi, nihai bir operasyon olmadığını nihai operasyon için altlık niteliği taşıdığını belirtmiştik. (daha&helliip;)

Etiketler: , , ,

Başkanlık Sistemine Doğru

Türkiye Cumhuriyeti parlamentosundan son geçen yasalardan birisi de Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin olanıydı. Türk Siyasal Hayatına kronolojik olarak baktığımızda aslında yarı değil tam başkanlık sistemi Türk toplumunun doğasına fazlaca uymaktadır. Bir taraftan tek ve en önemli otoritenin meşruiyetinin ikincil bir seçimle değil de doğrudan halka dayanması devlet otoritesinin temsiliyeti açısından önemliydi. Üstelik “devlet ebed müddet” psikososyal bakış açısı, bir taraftan da “ulul emre itaat” deyimi hiyerarşik olarak en tepenin meşru gücünü gerekli kılmaktadır.

Bütün bunların yanında Türkiye toplumunun kimyasal veya (daha&helliip;)

Etiketler: ,

Nisan 12th, 2010 | in Hukuk, Siyaset/Politika, Toplum | 17 tane yorum

Anayasa Pketi mi

Anayasa revizyonu paketi son on yıldır,  yargıya ve hukuka boğulmuş gündemi daha da bir derinleştirdi. Üretimin, ekonominin, yeniliğin gündemiyle dolu olmasını özlediğimiz gündemin hukukta ve yargıda patinaja düşmesinin en temel sebebi, politikacıların kısa dönem çıkarlarıyla hukuku dolanmak istemeklerinden kaynaklanmakta. Bu durum malesef, dün de böyleydi bu gün de böyle.

Anayasa Değişikliği Revizyon Paketi, Köklü Anayasa Değişiminin I. Aşamasıdır:

I. Aşama: Anayasa Mahkemesinin Ele Geçirilmesi (daha&helliip;)

Etiketler: , , , ,

Şubat 25th, 2010 | in Hukuk, Siyaset/Politika, Toplum | 2 tane yorum

28 Şubat'a Doğru: Dokunulanların Dokunması

28 Şubat’ın üzerinden göz açıp kapayıncaya kadar 13 yıl geçmiş. Kimine göre göz açıp kapayıncya kadar kimine göre ise çok uzun bir süreç.

Her olayın bir mutlu olanı/kazananı, bir de üzüleni/kaybedeni olur. 28 Şubat’ın kaybeden cephesinin kayıptaki yılları 6 yıl kadar sürmüş ve 3 Kasım seçimleriyle gerileme devri tersine dönmeye başlamıştır. Cumhurbaşkanlığı seçimi krizinin de tetiklemesiyle bir genel seçim daha yapılmış, 28 Şubat’ın dokunulanları Reis-i Cuhurluğu ele geçirince dokunma süreci tersine dönmüştür. (daha&helliip;)

Etiketler: , , ,

Şubat 19th, 2010 | in Hukuk, Siyaset/Politika, Toplum | 4 tane yorum

Egemenlik Kayıtsız Şartsız Yargınındır!

Yargı sinir uçlarına dokunuldukça refleksini bildirileri yüksek sesle bağırarak ortaya koymakta. Siyasal yolla gereğini yaptıramayınca, yargı sistemi içindeki tümörlerin temizlenmesi işleminde duyduğu acının feryadıyla bütün bir ülkeyi uçurumun kenarına sürüklemek istemektedir.

Yüksek yargı, tümörün bünyeden temizlenmesi sürecinde sabır ve metanetle ve de sağduyu ile takip etmek yerine siyasal iktidarı vakitsizce seçime gitmeye zorlamakta. İşin kötüsü, halihazırdaki iktidar da her yargı veya ordu müdahalesinde oylarımızı artırdık, artırmaktayız” öngörüsüne tapmış bir şekilde kendine gereksiz ve mesnetsiz aşırı güven duygusuyla önü görülmeyen bir maceraya girmeyi düşünmekte. (daha&helliip;)

Etiketler: , , ,

Kasım 9th, 2009 | in Hukuk, Kültür ve Sanat, Toplum, Yaşam | 1 yorum

Soyadları Konusunda Devrimci Açılım Şart!

Önce insan olarak bile kabul edilmeyen kadınlar toplumda birey olarak tanınmaya, algılanmaya başlandılar, daha sonra, kocaları gibi soyadı hakkına kavuştular. Kadınlar kocalarının soyadını almaktaydı… [vites Bir]

 

 

Bir zaman sonra, kadınlar kendi soyadını aile soyadına (kocasının soyadına) ekleme hakkını elde etti… [vites İki]

Bir zaman sonra kadınlar sadece kendi soyadını alma hakkını elde etti… [vites Üç]

Bir zaman sonra erkekler de karılarının soyadını almak hakkına kavuştu… [Vites Dört] (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , ,

Kasım 3rd, 2009 | in Hukuk, Siyaset/Politika | 3 tane yorum

Kuvvetler Ayrılığı mı Dediniz? Hangisi?

Demokratik parlamenter sistemlerinin en temel özelliği olan “kuvvetler ayrılığı” ilkesini 1923 lü yıllardan 2000 li yıllara kadar ağır aksak tanımlamamız mümkündü. Bu kronolojik aralıkta, yer yer sistem meclis hükümeti sistemine, oligarşiye, militarizme, yargı devletine, teknokrasiye meyil gösterse de, bu gün için, kuvvetler ayrılığının fil ayakları olan yasama yürütme ve yargı erkleri cumhuriyet sonrası klasik tanımlamasını oldukça aşmış çizgisinden oldukça şaşmış durumdadır.

Bu Günkü Kuvvetler Ayrılığının Determinantları:

1. Yasama: Silik olmasının yanında dominant parti başkanları sultasında inleyen ezik milletvekillerinden oluşan topluluk. (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , , ,

Ekim 24th, 2009 | in Hukuk, Toplum, Yaşam | 2 tane yorum

Ey Hukuk, Seni Çiğnemek İstiyorum, Kızma Emi?

Önce atasözleri, vecize vb. lerini sıralamak istiyorum. Bunların her biri aslında birer yazı başlıkları.

“Kanunlar örümcek ağı gibidir, güçlüler deler geçer, güçsüzler takılı kalır.” Adalet, benim hakkımı savunuyorsa cici, hukuk, bana çalışırsa ideal, özgürlük benim sesimi duyuruyorsa kutsal, kanun beni koruyorsa haklı, demokrasi, benim yönetimimdeyse erdemdir. “Ben çok gerçekçi birisiyim arkadaş, doğruya doğru derim, kavisliye kavisli“. “Hukuku arada bir çiğnersen bişey olmaz”. “Ayaklar baş, başlar ayak olunca”. Kaçılın Türkler, Kürtler geliyor!, [Sayın Yazar lütfen sürece zarar vermeyin, biip]

* * * * *

Hükümet sinir ucuma dokunup duruyordu, baktım olacak gibi değil, en sonunda kanal tedavisi yaptırdım ve (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , ,

Ekim 21st, 2009 | in Hukuk, Siyaset/Politika, Toplum | 3 tane yorum

Pirus Zaferi: Neyin Açılımı, Kimin Çözümü!

Babaaaa, Hırsız beni bırakmıyor,

Kendi kendime, günün ikinci yarısı, bu gün de siyasete bulaşmadan yazacağımın mutluluğu ile hayallere kapılmıştım. Heyhaat! Ne mümkün.

Konuya girmeden bir fırka aktarmak istiyorum:

Bir zamanlar bir evde babası ve olu yaşarmış. Evleri ile bağları arasında bir seslenmelik mesafe varmış. Günlerden bir gün bağda hırsız olduğunu söylemiş komşuları adama. Adam da, oğluna dönerek, “oğlum git bağa bak, hırsız varmış” der.

Çocuk gider, sahiden de bağda hırsızı görür, hırsız da onu görür. Delikanlı hırsızı yakalamak isterken hırsız onu yakalar ve baba ile genç oğlu arasında şu seslenmeler başlar. (daha&helliip;)

Etiketler: