Ahmet Fidan Kişisel Resmi Web Sitesi
Bilgi paylaşıldıkça anlam kazanır

 

Nisan 19th, 2013 | in Dünya, Siyaset/Politika, Yaşam | 1 yorum

 

Cehenneme gidiyorum, gelen var mı?

Evet şaka değil. Cehenneme gidiyorum.

Şu evrende yüce yaradan hiç bir şeyi lüzumsuz yaratmamıştır, Cehennem de bunlardan biri.

“Kendimi bildim bileli” diye başlarlar ya söze hep, işte ben de öyle başlayayım.

Kendimi bildim bileli, bu güne dek hiç kimseniN ağzından şu sözleri duymadım.

– Ben yalancıyım, ben zalimim, ben üçkağıtçıyım, ben hainim, ben hırsızım…

Eee, milyarlarca insan var şu dünyada, bunlardan hiç biri kendini yalancı, zalim, (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

 

aglarin-agasi

 

Bu gün Pazartesi.

Ağ açısından ve ağa açısından önemli bir gün.

Bu gün işyerlerinin ofislerin / pazarların açıldığı gün. Bu gün ağın en yoğun günü. Ağanın da yoğun günü. Kapının açılmasından sonra ilk işlerden birisi düğmeye dokunmak. Neyin düğmesi bu? Cam veya plazma ekranın düğmesi. Düğmeye dokunduğumuzdan itibaren işyerinden çıkana kadar geçen zaman boyunca herkes ağı ve ağların ağasını beslemekte.

Eskiden pazaryerlerinde en merkezdeki dükkanı tutmak en kazançlı şeylerden biriydi. Çünkü kalabalığın ne kadar ortasında olursanız, o kadar müşteri demekti. Yani pazar yerinin ortaları insan ağının ortalarıydı.

O günün kalabalık merkezlerde dükkan açan ağaları 1980 li yıllardan bu yana cam ve plazma ekranlara dokunmakta geç kaldılarsa eğer, dijitalin ağ(@)ları (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , ,

Bir Adım İleriye Gidebilmek İçin Ef Beş Lütfen!
Biz yazarlar çoğu zaman yazıyı nasıl yazacağımızı bile bilmeyiz. Gündemli ‘siyaset’ veya ‘sorun söyleyelim’ veya ‘Hukuk Köşesi’ veya ‘Sağlık köşesi’ gibi bir köşeyi yürütmek oldukça kolay. Çünkü siyaset kategorisinde, gündem ne ise ona atlarsınız, Hukuk veya sağlık köşesi yazıyorsanız kendinize göre sistematik bir sıralama yaparsınız ve o sıraya göre yazarsınız. Ama havadansudan yazıyorsanız ve hem havadan hem sudan çoğu konuya değinmişseniz işte o zaman işiniz zordur. Allahtan bu benim açımdan sorun değil. Çünkü yüzümü çevirdiğim yere baktığımda retinama (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , , , , , , ,

bagimlilik-neye-kime-nasil-ne-kadar

Hayat bağımlı başlıyor bir kere.

Bu demek ki, asıl olan bağımlılık, bağımsızlık sa istisnai.

Bu hafta (Cuma günü) Kanal D'nin DOKTORUM Programına davetliydim. Konu: Bağımlılık.

O zaman insan metabolizmasının ve genomunun varsayılan ayarıdır bağımlılık. Zaten sorum ve sorun da bu ya?

Neye ya da kime bağımlı olacaksınız, nasıl bağımlı olacaksınız ve ne kadar

Hayatı bağımlı olarak başlattık. Nasıl olduğu belli. Ana rahmindeki (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , , , , , , ,

cevresel-gostergeler-ii

 

4. Su ve Atıksu Arıtımına İlişkin Değerlendirmeler:

Atık su arıtmasıyla ilgili hizmet veren belediyelerdeki artış gözümüze çarpmaktadır. Bu güzel rakamlar istikrarla sürdürülmelidir. Hatta bu konuda yerel yönetim birimleri daha fazla teşvik edilmeli, yerel yönetimlerin bu konularda birlik oluşturmaları desteklenmelidir.

5. Ulaşım ve Taşımacılıktaki Demiryolu / Raylı Sisteme İlişkin Değerlendirmeler:

Gerek son 80 yılın gerekse son10 yılın verilerine baktığımızda demiryolu veya raylı sistem yük ve yolcu taşımacılığının yerinde saydığı vahametle görülmektedir. Bu durum Cumhuriyetin ilk yıllarındaki demir yolu ağı ve taşımacılığındaki artışa göre çok çok geride (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , , , , ,

cevresel-gostergeleriÇevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın "Çevresel Göstergeler 2011 Raporu" nun Değerlendirilmesi ve 2012 Raporu İçin Altlık Önerisi:

1. Demografik Durum:

Saniyede 2–3 kişi dünya nüfusuna eklemlenmektedir. Her yıl yaklaşık 73 milyon (Türkiye nüfusu kadar) insan dünya nüfusuna katılmaktadır.

İnsan nüfusunun artışı günlük ölüm ve doğumların incelenmesiyle belirlenebilir. Her gün 328.000 doğum olurken 134.000 ölüm olduğu hesaplanmaktadır.

Her gün insan nüfusu İkiyüz Bin artmaktadır. Dünya nüfusunun Bin yılında, Üç Yüz Bin olduğuna göre, insanlık bin yıl içinde toplam nüfusunu bir yılda doğuracak duruma gelmiştir. (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , , , , ,

Zaman: 27/10/2012 Miladi Dünya yılı. Mevsim, Kuzey Yarımküreye göre Sonbahar (Hazan) Mevsimi.

İslam dininin bayramlarından biri olan, "Kurban Bayramı'nın (Türkiye'ye göre) 3. Gününü yaşamaktayız. Haladünyada İslam toplumlarında bayram gününde bile bir birlikteliğin olmamasını "kurban" ve onun anlamı olan "yakınlık" kavramıyla örtüştürebiliyor musunuz?

"Kurban bayramı" ve "yakınlık" kelimelerinin birbirinden ne kadar uzak olduğundan bahsetmek istiyorum bu gün sizlere.

Öncelikle, "kurban" ın kelime anlamı olarak "yakınlık" manasına geldiğini (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , ,

Kişisel Alan ve Toplumsal Alan Kavramı, Kişisel ve Toplumsal Alan Kapsamındaki Esneklikler ve Kaymalar

Herkesin bir bakışaçası veya görüşünün olması, toplumsal harmoninin bir zenginliği hatta gerekliliğidir. Yeter ki bu çeşitliliklerin ortaya konulmasında veya yaşama yansıtılmasında sınırlar zorlanmasın. İşte FAY HATTI buradadır.

Bazı cüssesi gelişmiş, BAS sesi yüksek, KESESİ dolgun, İŞVESİ ve HOŞ SESİ etkili kişiler veya kitleler kendi bireysel sınırlarını veya tanımlanmış / tanımlanmamış alanlarını geniş olarak çizmek istemektedirler. Veya sosyal devlet tarafından kendilerine saf vatandaş olarak verilen alanlarıyla yetinmeyip bir kısım hakça veya hakça olmayan yöntemlerle sahip oldukları ilave özellikleriyle kendilerine veya kurumlarına yeni geniş sosyal alan tanılmaması yaparlar.

Burada bir kural karşımıza çıkar.

Kimsenin sosyal alanı, kimsenin yaşam alanını ortadan kaldıracak şekilde tanımlanamaz. Yani birinin (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , ,

Ağustos 13th, 2012 | in Bilinçlenme, Eğitim, Psikoloji, Yaşam | 1 yorum

 

 

Geçen hafta Yavuz Bülent Bakiler'in bir sohbetine tanık oldum. Kendisi Sivas'ın bağrından yetişmiş sayısı binlere varan Sivas'lı ünlü şairlerdendir. Sivas ise eğer konuşulan, akla ilk gelen Sivas'ın şairidir. Neyse…

Babasından gün görmemiş değerli üstadımız. Çocukluğunu yaşayamamış. Terbiyesi bozulmasın diye yüzüne bile bakmamış doğru dürüst babası. Çoğu Anadolu evladının yaşayamadığı gibi. Babasından gün görememesi, sevgi görememesi karşısında o çocuklarına tam tersine yumuşak davranmış.

İşte buydu. Jenerasyonlar arasındaki bozulma sürecinin hatası ortaya çıkmıştı.

Peki yıllara göre baba – anne kısaca ebeveyn rolleri nasıl değişime uğramıştı. Sosyolojik olarak aşağıdaki gibi kabaca bir saptamada bulunabiliriz. (daha&helliip;)

Etiketler: , , , ,

Yanmak kavrulmak anlamındadır  ramazan,
Ağustos sıcağında, gün ortası, gölgenin yok olduğu an.
* * *
İkra’nın yüklediği ağırlığın iliklere işleyen sancısı,
İlk emrin verdiği aydınlığın onbeş asırlık yansıması.
* * *
İki minare arasındaki gergefin Rahşan iz düşümlerinde,
Sade bir dini değil bir medeniyeti yansıtır mahya ışıkları, namütenahi tarihin derinliklerinde,
* * *
Oruç sa, Farsça kaynaklı bir kelime. Farsça kelimenin aslı, "rûze" dir. (Aynı zamanda kızımın adı.)) Türklerin (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , ,