:: Bilinçlenme
EDİTÖRDEN
Sayın bilgiağı.net okurları ve yazarlarımız;
Kullanmakta olduğunuz kişisel bilgisayarlarınızda yüklü bulunan internet servis sağlayıcınıza www.alexa.com un toolbar ını yüklemenizi istirham ediyoruz. Bunu talep etmemizin bir çok gerekçesi bulunmaktadır. Bunlar:
1. Alexa.com dünyada internet sitelerinin reyting ve page rank ölçümünü yapan önemli ölçüde bu konuda kendini geliştirmiş neredeyse tekel durumuna gelmiş uluslararası bir kuruluştur. Bu kuruluş dünya internet sitelerinin reytingini ve değerini ölçmek için alexatoolbarı kullanmaktadır. Bu ölçümlerle dünya internet sitelerine reyting vermektedir.
Ülkemizdeki televizyon kuruluşlarının reytingini ölçmek için nasıl ki AGB verileri kullanılıyorsa alexa.com da bunu internet ortamında web siteleri için dünya üzerinde yapmaktadır. Devamını Okuyun
Etiketler: bilim teknoloji, editörden, medya
Bize, lutfedilen hayatta her türlü seçenekler önümüze sunulmuş, tercih yapalım diye ve biz tercihlerimizle kısa dönemin cazibesiyle plastik duyguların ve kanserojen hayatların esiri olmuşuz. Hayat bize, biriktirdiğimiz anıların ne kadarının tebessüm ettirici ne kadarı içimizi burkucu ne kadarı bizi üzücü olduğunu görebilmemiz ve bunu en kısa zamanda değerlendirebilmemiz için şans sunmakta.Plastik tuşlar, plastik monitör, sanal insanlar, naylon güller, yapmacık gülüşler, zoraki tebessümlü balolar, geceler. Hatta o kadar ki yapaylığın içinde kala kala doğalı unutmuşuz. Karı koca veya iki sevgili birbirine kendi evlerinin içinde monitörlerden gülcük gönderdiği dünyadayız şimdilerde. Ama nereye kadar.. Devamını Okuyun
Etiketler: bilinçlenme, çevre, doğa, insan, kanserojen hayat, Kültür ve Sanat, naylon güller, plastik duygular, Yaşam, yaşyam
Eylül 9th, 2008 | in
Bilim & Teknoloji,
Bilinçlenme,
Çevre & Doğa,
Dünya,
Felsefe,
İş yaşamı,
Kent/Şehir,
Kültür ve Sanat,
Psikoloji,
Toplum,
Yaşam |
Yorum Yapin
Bazı meslektaşlarım yazılarını yazarlar sonra ben bu yazıma en nasıl bir başlık koyayım diye düşünürler. Çoğu zaman yazıyı yazmaktan daha zordur başlık koyması derler. Bende durum tam tersi. Yazıyı yazarım ama daha yazımı kaleme alırken, bir sürü yazı başlığı gelir aklıma. Hangisini koyacağım diye seçim yapmakta zorlanırım. Hani bir söz var ya, Devamını Okuyun
Etiketler: bilinçlenme, çevre, Kültür ve Sanat, küresel, Toplum
Elim kalem tutmaya başladığı günden beri Türk milletinin bakan, erteleyen, bahane bulan, üşenen, vazgeçen, pes eden mümtaz(!) karakterleriyle mücadele etmişimdir. Bu duyguların zirve yaptığı ay ise tahmin edebileceğiniz gibi maalesef RAMAZAN AYI. Bu satırların muhatapları arasına bendeniz özellikle kendimi koymadım. Çünkü bunca yaşıma kadar orucu veya ramazan ayını bahane ederek hiçbir işimi ertelemedim, iptal etmedim. Normal günlerde veya aylarda hayat akışım nasılsa o şekilde devam ettim. Bu yazılarımı okuyan özellikle bayanlar hemen itiraz edeceklerdir. Sizin dayanıklılığınızla bizimki bir mi diye. Bu konuda kısmen haklılar tabi bayanlar. Onlar erkeklere göre daha az dayanıklı. Ama her iki cinsiyet için de var olan bir gerçek şu ki, insanlar Ramazan ayında ertelemek, vazgeçmek, bahane bulmak için hemen oruca sarılmakta. Devamını Okuyun
Etiketler: Ramazan, Yaşam
İstatistiklere bakılırsa, 2008 yılının Ağustos ayının en çok orman yangını yaşandığı ay olduğu görülür. Öyle ki son 30 yılın bütün bir yazda belki de son 50 yılın en fazla ve en zayiatlı orman yangını yaşanmıştır.
Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre, antalya ‘daki yangın, 1979 yılından bu yana en büyük orman yangını olarak kayıtlara geçti. Türkiye , en büyük orman yangınını 23 Mart 1979 tarihinde Muğla ‘nın Marmaris ilçesi Çetibeli köyünde yaşamıştı. Çıkış sebebi bilinmeyen yangında 13 bin 260 hektar orman alevlere kurban gitmişti. İstatistiklere göre, 27 Temmuz 1996 tarihinden beri çıkan büyük orman yangınları 5 bin hektarı geçmedi. Daha çok Muğla , antalya , Çanakkale üçgeninde çıkan büyük yangınlar, bin 200 ile 4 bin hektar arasında etkili oldu. Marmaris ‘e bağlı Çetibeli köyünde 27 Temmuz 1996 tarihinde ihmal ve dikkatsizlik sonucu çıkan ve beş gün sonra kontrol altına alınabilen yangında toplam 7 bin hektar alan kül olurken, 25 Temmuz 1994 ‘te Çanakkale Eceabat’ta anız kaynaklı çıkan yangın 4 bin hektar yeşil alanı tahrip etti.
Türkiye, son büyük yangını 12 Ağustos 2002 ‘de Balıkesir ‘in Kepsut ilçesinde yaşamıştı. Çıkış sebebi bilinmeyen yangında 3 bin 537 hektar orman alevlere teslim oldu. Büyük yangınlar en çok temmuz-ağustosta görülürken yangınlara daha çok ihmal ve dikkatsizlik sebep olmaktadır. Zaten ben de bu konuya değinmek istiyorum.
Türkiye’de orman yangını istatistikleri orman kanununun kabul edildiği 1937 yılında başlıyor ve günümüze kadar yaklaşık 80 bin orman yangınında 2 milyon hektara yakın orman alanı yanmıştır.
İstatistiklere Göre Orman Yangınların Çıkış Nedenleri:
Doğal nedenler: % 6,
İnsanlardan kaynaklananlar: % 94.
İnsan kaynaklı yangınların büyük kısmı kasıt, ihmal, dikkatsizlik ve kazalardan kaynaklanıyor. Ancak, her üç yangından birinin nedeni de tam olarak bilinemiyor. Ormancıların genel görüşü “Türkiye’de orman yangınlarının yüzde 42’si ihmal ve dikkatsizlikten çıkıyor, en dikkatsizler ise çoban ateşi yakanlar. “Yangın istatistikleri incelendiğinde Akdeniz ülkeleri
içinde yine de yangın çıkan ülkenin ve birim yangın başına yanan alan yönünden Türkiye çok da fena sayılmaz. Durum bu olsa da kötü örneği örnek olarak almamak gerek.
Her bir ağacın ve her bir metrekarenin yanma veya ortadan kalkmasının maliyetinin doğrudan veya dolaylı olarak kendisine döneceğini asla ve asla görmeyen KÖR GÖZLÜ AYMAZ, SÜRÜ PSİKOLOJİLİ, SORUMSUZ insan görünümlü yaratıklar orman içlerinde ve çevresinde yangın çıkabilecek tedbirsizlikleri yapmaktadır. Bu tür sorumsuzluk örneklerinin ne cinsiyetle ne yaşla ne eğitimle ne de etkin kökenle ilgisi yoktur. Tamamıyla GENETİK BOZUKLUKTAN KAYNAKLANMAKTADIR. Bu bozukluk ta önce kişisel sorumluluk sonra da toplumsal sorumluluktur.
Bütün bunlara ilave olarak bir örnek te kasıtlı orman yakan kanı bozuk yaratıklardır. Üç beş kuruş veya belki de çok büyük servetler kazanmak hayali veya amacıyla yangın çıkarmakta ve buraların imara açılmasına sebep olmaktadır. Devlet denilen otorite insanları KAMUNUN MENFAATİNE GÖRE yönlendirmek durumundadır. Bu devlet otoritesi POLİTİKAYI AYAK OYUNU OLARAK BİLENLER TARAFINDAN OLUŞTURULDUĞU İÇİN yanlış yönde kullanmaktadırlar. Oysa ki politika, karar ve eylemlere etki eden bütüncül tercihlerdir. Devlet yönetiminde politik tercih sahibi kişilerin HER NE SEBEPLE OLURSA OLSUN ORMAN ARAZİLERİNİN ve VERİMLİ OVALARIN İMARA AÇILMASINI ENGELLEMESİ GEREKİR. Bu konuda dikkatsizlik hassasiyetsizlik ve sorumsuzluk bile başlı başına topluma ihanettir.
Sevgili okurlarım.
Bize düşen hiç kimseden bir şey beklemeksizin toplumsal sorumluluk dahilinde hareket etmek ve ormanlarda yangına yol açacak en küçük şeyden kaçınmak, görülebilecek tehlikeleri de derhal yetkili mercilere duyurmaktır. Bu konuda kesinlikle ihmal erteleme yapmadan hemen harekete geçmeliyiz. Bu doğa bu nimetler bize verilmiş kıymetini bilelim. Veren güç bir gün alır, çıplak topraklarda beton blokların arasında inversiyon altında kışları, kavurucu sıcak altında da yazları geçirmeye başlarız.
Yazı Sözlüğü:
İnversiyon: Isı terselmesi, kızın düzlük kentsel alanlarda ısı ve atık kirlilğinden kaynaklanan dumanlar nedeniyle güneş ışıklarının duman katmanına vurup geri yansıması sonucu ortaya çıkan karanlık ve bulanık hava koşulu.
Not:
Bu yazı, www.bilgiagi.net, www.timeturk.com, www.bilgievreni.com, www.haberanaliz.net www.siyasalforum.net, www.gunesgazetesi.net, www.kamudanhaber.com www.gercekgazete.web.tr, ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Balıkesir Demokrat, Marmara Bölge, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.
Etiketler: insan, Toplum, Yaşam
“Gelin ülke olarak bir yol ayrımı yapalım muasır medeniyetin doruğunda”
Yıllarca, Tanzimattan I. meşrutiyete, II. meşrutiyetten Cumhiriyetin ilanı ve o günden bu günlere kadar hep “muasır medeniyetler seviyesi” lafı edilmiş, bunu Cumhuriyetimizin Kurucusu M. Kemal Atatürk te, Türk milleti için çizdiği yol haritası ve vizyon olarak 29.Ekim 1933 yılında “milli kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkaracağız” tabirini kullanmıştır. Devamını Okuyun
Etiketler: coğrafya, Dünya, teknoloji, Toplum, Yaşam