Ahmet Fidan Kişisel Resmi Web Sitesi
Bilgi paylaşıldıkça anlam kazanır

:: Psikoloji

 

Asrın Sendromu: Tatminsizlik

Teknoloji ve ulaşım altyapısındaki hızlı gelişmeler, toplumdaki mobiliteyi (akışkanlığı) da hızlandırmış ve bunun sonucu olarak yaşam içinde birbirini takip eden süreçlerin kronolojik mesafesi neredeyse kaybolacak kadar azalmıştır. Bu özellikle de yeni bilişim toplumu içinde büyüyen jenerasyon açısından daha dramatik boyutlardadır.

Hiçbir şeyden (kolay kolay) memnun olmama, her şeyden çabucak sıkılma, çoğu şeyin anlamsız/gereksiz olarak algılanması vb. dışsal etkiler olarak görülen sendrom, sadece Türkiye'de değil bütün dünyada, normal üstü zeka ve aşırı kalifiye özelliklere sahip olan yetişkinlerde, özellikle 25 ve altı yaş geçlerde görülen ebeveynleri ve/veya çevreleri tarafından izah edilemez hale gelmiştir. Bunun üç temel nedeni bulunmaktadır.

1. Günlük yaşam sürecindeki reel çeşitliliğin 1995 yılından bu yana gittikçe artması. Buna başta (daha&helliip;)

1 Temmuz tarihli pazar yazımın konusu "Bir Yazının Döllenmesi" idi. Bu yazının sonlarına doğru yazı yazmayla ilgili teknik açıklama içinde rasgele belirlenerek ortaya çıkan iki harf "i" ve "d" harfleriydi. Yani sözcüğümüz "id" idi. Bu sözcük pazar yazısı konusu olamayacağına göre, psikolojive bilişim odaklı sibernetik içerikli bir yazı olmalıydı. Sibernetik sözcüğünü bilmeyenler lütfen bir sözlüğe baksın veya google dedeye yazarak araştırsın. Özellikle dipnot koymuyorum.

Mantıktan Dijitale ID

Mantık biliminin kurucusu Aristoteles (M.Ö. 384-322), Elea okulu'ndan ve sofistlerden aldığı feyiz, hocası Platon (Eflatun) un öğretilerinin etkisi ve Makedonya'lı bir Hekimin oğlu (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Tembellik Anayasası'nın kurallarından biridir.

"Eğer, içinizde bir çalışma isteği belirdiğinde hemen bir kenara oturun o isteğin geçmesini bekleyin" diye bahseder bu anayasanın 10. maddesi. Bilenler bilir.

Yardımsever olmak gerek derken, "ben çok yardımsever biriyim, her türlü yardımı memnuniyetle kabul ederim" matığıyla değil tabi. Bu mantık takdir edersiniz ki, süper egoistçe bir mantık. Ben en azından kimselere zarar vermeyen boyutu olan "ben" veya "kendi" bakış açınızla ilgili kısmından yaklaşıyorum olaya. Bu sefer "siz"den bahsedeceğim. Siz yani bu yazıyı okuyan "heyy, sennn" olan "sen".

O halde sesimizi biraz yükseltelim;

-Heeey, SEN, lütfen kendine yardım eder misin!

Yaklaşım mantığı itibarıyla bir sıfır galip gelmenin mutluluğuyla satırlarımızı devam ettirelim.

Öyle ya, kendine yardım etmek istemeyen veya bunu gereksiz gören biri var mıdır acaba?

Kendine yardım etmek isteyen bir şeyi başarmıştır. O da kendinden çıkıp kendini görebilmeyi veya izleyebilmeyi. Hani Yûnus tarzı (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , ,

Müzmin Regl Psikozu veya Regl Sendromu

Regl sendromu, olgunlaşmış dişi homosapienslerin yumurtlama dönemlerinde salgılanan progesteron hormonuna metabolizmanın, vücudun ve beynin koordineli olarak uyum sağlayamamasından dolayı ortaya çıkan ve çoğu dişi yaratıklarda görülen kronik depresif reaksiyonlardır.

Bu dönemde, vücutta bir taraftan kan kaybı olmakta, bir taraftan progesteron hormonu salgılanmakta, bir taraftan vücut bu hormona adapte olmaya uğraşırken bir taraftan da kan kaybının verdiği zahmet ve sıkıntı söz konusu dişileri fazlasıyla etkilemektedir. Bu dönemde özellikle hissedilen çaresizlik ve psikolojik güçsüzlük iç çöküntü, çevreye ani ataklar fiili veya sözlü saldırılar olarak yansıyabilmektedir.

Ancak erkeksi bayanlarda, atletik tiplerde özellikle de A tipi karakter türlerinde bu dönem diğer tip ve türlere göre daha hafif geçirilir. Bunda fiziksel açıdan güçlülük psikolojisinin de etkisi bulunmaktadır. (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , ,

 

"Hıyar" veya "Hıyarağası" derse birisi size ona gülümseyerek teşekkür edin. "Yok daha neler diye çıkışmayın hemen!

Gidin bir hıyar ısırın!

Srese Karşı Hıyar Isırma Kampanyası ve Hıyar Terapisi

Bu evrende her varlığın şu ya da bu şekilde bir anlamı var. Eğer işe yarama bakımından sıralama ve karşılaştırma yapılsa eminim hıyar, insanların yüzde otuzundan daha üstte yer alır. Yüzde sekseni dersem Aziz Nesin polemiği ortaya çıkar. Bu nedenle makul yazmayı özellikle tercih ettim.

Soracaksınız şimdi: "Peki niye?

Niyesi çok. Ben sıralayayım, birer birer. Siz de sıkılmadan okuyun. (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , ,

 Değneğin İki Ucu B.klanmadan Hayata Dair Düşülmüş Dipnotlar: 

Sevgili dostlar;

Geçmişi anlatan eğer Emin Oktay veya Niyazi AKŞİT’in tarih kitabı ise, okurken sıkılırız.

Geleceği anlatan Teknoloji bakanı ise dinlerken sıkılırız,

Hayata dair en can alıcı öğüdü babamız veriyorsa sıkılırız,

Yanağımıza öpücük konduran, yüzümüzü okşayan dedemiz veya ninemizse sıkılırız,

Namazı niyazı anlatan din görevlisiyse sıkılırız, (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , , , , , , ,

 

Kişisel Gelişimde ve Self Motivasyonda Dalga Terapisi:

Evet. Bir pazar yazısı için ağır bir konu diye düşünebilirsiniz. Haklı olabilirsiniz.

Hayır. Düşündüğünüz gibi değil. Yıllardır okurlarım bilir ki, pazar yazılarımda arada bir iğne batırsam da, genellikle onları daha mutlu ve daha başarılı kılmak için gayret etmişimdir. O nedenle kişisel gelişimde / self motivasyonda veya kendi kendine motivasyonda "dalga terapisi"ni sizinlepaylaşmak istiyorum. Zira bu terapi yöntemi dünyada belirttiğim şekliyle ilk olarak ortaya konulmakta ve kamuoyuna deklare edilmektedir.

Bu alanda literatür araştırması yaptığınızda konuyla ilgili bir sonuç bulamamış olabilirsiniz. Zaten ben de hayatımın varlık nedeni olarak, dünya varolduğu günden bu yana hep kimsenin düşünmediği, kimsenin bakmadığı kimsenin tenezzül edip ilgilenmediği konulara özgün yöntemlerimle eğilmeyi tercih etmişimdir. (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , , , , , , ,

 

 

Kadın selam dedi adama ve oturur oturmaz bacağını uzatıverdi adamın önüne…

Aslında onun selam deyişi, paylaşımcılığının, gün içindeki yoğunluğunun ardından bir yorgunluk nefesiydi.

Gecikmeksizin "selam" dedi adam. Her zamanki verilen selamlardan biriydi bu belli ki. O yüzdenadam bakmadı bile, başını kaldırıp ve işine koyuldu.

Vakit akşam üzeriydi…

Arada bir kalabalığın uğultusu içinde martı çığlıkları yükseliyordu.

Kadın işini iyi yapıyormuşsun dedi adama.

Adam da başını aşağı yukarı sallayarak onayladı sessizce. Kadın oturuyor olmanın ve de daha önce (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , , , , ,

_______________________________

Çizgi; zor/zahmetli ve kolay, tehlikeli ve güvenli, faydalı ve zararlı, masum ve lanetli bir olgu.

Ötedekilerin ötekileştirmek istedikleri, beridekilerin belirmek istedikleri, ayırt edilmeye teşne bir bulgu… (a.f.)

_______________________________

Her dilde, tanım yapılırken, benzer şeyler virgülle ayrılarak guruplama yapılır ve çoğu zaman eski tabirle "manayı muhalifinden hareketle" tanım ortaya çıkarılır. Her bir tanım aslında yatay (lineer) veya dikey (vertical) olmayan çizgiyle çizilmiş sınır ya da sınırlardan oluşur. Bu bakış açısıyla, her çizgi aslında bir tanımdır. Tanım ne kadar zor veya kolay ise, çizgi de o kadar kolay veya zordur. Şu var ki, tanım da çizgi de (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , ,

 

Bu Yazıyı Kendim İçin Yazdım!

Dün, Aydan Şener’in Fatih-Harbiye’sini izlemiştim… Ne tesadüf, bu gün fatih-taksim-harbiye sokaklarını arşınladım gecenin ilerleyen saatlerinde. Kimi, evlerinden bin bir yalan ve dolanlarla çıkmış kimi avlanmak için doluşmuşlar sere serpe, üryan. Kasıp kavuruyor sokakları özgürlüğün kirli tufanları.

Babalar bekler kızlarını sağ salim gelecek diye, karılar bekler erlerini ekmek için bin bir inanç ekleyerekten. Lakin, kızlar sızlanaraktan çıkarken evden, nazlanarakttan sokaklarda, erkeklerin cüzdanları gözlenir, makyajlı yüzlerle… Yüzler, ikiyüzleri, ikiyüzler üçyüzleri derken soyulur eri kadının, soğuk soğuk terleyerekten… (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , ,