Ahmet Fidan Kişisel Resmi Web Sitesi
Bilgi paylaşıldıkça anlam kazanır

:: Dil & Edebiyat

 

 

Parantez İçi Duygular

 

[Açtım koca parantezi ve…

(Sanırım hayatımın en uzun parantez içi yazısını yazacağım ve sanırım yazım yayınlanır yayınlanmaz yine hayatımın en uzun parantez içi yazısını okumuş olacağım.

Parantez içlerinden dil-anlatım olarak, edebiyat olarak ne kadar hoşlandığımı daha önce ifade etmiştim. Bu pazar günü de parantez içi duygularımızı irdeleyeceğimi belirtmiştim.

 

Ne gariptir ki, parantez içi duyguları, parantez içine layık bir ortamda kaleme alıyorum. Ne yazık ki, bu satırları (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , , ,

 

Parantez İçinin Çekiciliği

Efendim, parantezinizi köşeli mi alırsınız köşesiz mi?

Her yerde duyulan söylenen çok çok genel bir laf vardır.

 

Ben de o beylik lafı kullanacağım. Çünkü benim de ağzım var ve benim de bu beylik lafı etmeye hakkım olmalı.
Ağzı olan konuşuyor“. Bu laf kim söylerse söylesin her zaman komiğime gitmiştir. En son markette yedi yaşlarında bir çocuk annesine söylemişti bu bu sözü. Ben de marketin ortasında bastım kahkahayı. Tabi bütün gözler çocuğun konuşmasına değil kahkahamın desibalitesi yüksek olduğundan bana çevrileceğinden tırstığım için derhal yan reyona dalarak gözden kayboldum.

Bu sözü seviyordum zaten, bir de bunu yedi yaşında ÇOCUKLAR DUYMASIN dizisinin yeni versiyonunun dominant (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , ,

 

YÖK Başkanı Prof.Dr. Yusuf Ziya ÖZCAN’ın Sözleri Başörtüsünde Psikolojik Dönüm Noktası

YÖK Başkanı Özcan’ın “Başını örtmeyenlere karşı mahalle baskısı olmayacak, kefili olabilirim” şeklindeki demeci, dikkatle incelendiğinde bu sözün son 25 yıldan beri (çeyrek yüzyıldan beri) bu konuda gelinen noktanın dönüm noktası olduğunu satır arasından okuyabilmekteyiz.

Bu bir fay hattıdır ve bu fay hattını  iki açıdan ele alabiliriz.

1. Durum:

Son çeyrek yüzyıldır bakıldığında bu günkü içinde bulunulan durum, şimdiye kadar hiç yakalanmamış bir toplumsal mutabakatın yakalanmasıdır. Bu sağduyu süreci aslında zarardan kardır. Yani dile kolay çeyrek asırlık (son 25 yıllık) zaman diliminde  kaybedilen zararın sona ermesidir. (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , , ,

Yazma Yorumlama Okuma Bilinci

İnadına konuştuğu gibi yazan, inadına sözcüklerin arasına boşluk bırakmayanlar, inadına imla hatası yapanlar… nereye kadar!!!!

Takdir edersiniz ki, medeniyet ayrıntılarda gizlidir. Okumanın bilinci yorumlamaktır, yorumlamanın bilinci, bardaktaki suyun her iki tarafını görebilmektir, yazmanın bilinci, elden geldiğince kendinden çıkabilmektir, nesnele (daha&helliip;)

Etiketler: ,

Tasvir-i Efkar, Yazar Portal, Bilgi Ağı

3 yıldır dişimizle tırnağımızla büyütmeye ve Türk ve dünya literatüründe referans bir gazete haline getirmeye çalıştığımız gazetemiz teknolojinin imkanlarıyla sizlere daha dolu ve güçlü bir içerikle sunmaya çalışıyoruz. Bu çizgimiz her açıdan devam etmekte.

Online Bilgi İletişim Ağı Siteler Topluluğunu en nadide parçası haline gelmiş olan gazetemiz, tarihteki Tasvir-i Efkar Gazetesi’nin misyonunu da üstlenmiş bunun (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , , , , , , , ,

Köşe Yazarı Sorumluluğu

Kıymetli köşe yazarlarımız;

Gazetemizde yazan yazmayan bütün köşe yazarlarının, hatta normal yazarların gerek imla kullanımı konusunda gerekse Türkçe kullanımı konusunda bilinçli davranmaları Türk Kültürüne örnek oluşturacak, literatüre güzel örnekler sunacak sorumlulukta olmalıdır.

Örneğin biz en çok yapılan hataları sağ menümüzde “lutfen dikkat” başlığıyla göze batması için kutucuğa yerleştirdik. Ancak bunu uyarımıza da konu olan, en temel noktalarda bile hala büyük hatalar yapılıyor olması bizleri fazlasıyla üzmektedir. (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , ,

Sayın Dışişleri Bakanım Prof.Dr. Ahmet Davutoğlu

Sevgili hocam, sizinle strateji, taktik vb. kavramlar ile dış politikanın ince çizgilerini küresel yönetim ile yerel / yerinden yönetim yaklaşımlarını doktora derslerinden sohbet havasında işlemiştik.

Derslerde, sizin vizyonunuzu ve soğukkanlı ve sağduyulu yaklaşımınızı yakından görme şansım oldu. Ben de ziyadesiyle faydalanmıştım. Küçük ayrıntılara takılmadığınızı bildiğim gibi, ulusal çıkarlar konusunda da hassasiyetinizi de biliyorum. Bundan dolayıdır ki bu yazıyı bizzat size hitaben yazıyor ve başlığını da sizin adınıza ithaf ediyorum. (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , ,

Türkçe, Sahiden Treni Kaçırdı mı?

Bir çok ümit verici sesler, nefesler, yürekler var çevremde. Türkçenin düzgün olarak kullanılması için yayılması için kendini vakfetmiş, Türkçenin dünya dili olması için uğraş veren cesur yürekleri yazımın en başında ayakta alkışlıyorum.

Hayatta her zaman bir ikilem vardır. Bu ikilemin en önemlisi norm ve reel çatışmasıdır. Normatif olarak baktığımızda Türk dilinin ve Türkçenin eklemeli diller ailesinden olarak hem teknik, hem coğrafi hem kültürel açıdan dünya dili olması için hiç bir eksiği veya yetersizliği yoktur. Reele baktığımızda ise, durum hayli farklıdır. Ne var ki sacayağının üç ayağından ikisi olan ekonomik ve teknolojik temel maalesef   her geçen gün Türkçemizin aleyhine gelişmektedir. (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , ,

En Yakın Dostlarım Sözcükler

Pazar günlerini sevmezdim eskiden.

Son yıllar bir başka seviyorum Pazar günlerini. Çünkü Pazar yazısı yazıyorum. Elimden geldiğince her pazara misafir olacağımda, içinde yüzlerce sözcüğün olduğu bir buket  cümlelerden oluşan yaşama dair gazete makalesiyle Pazar Günü’nün kapısını vuruyorum. Hoş Pazar yazılarını cumartesi gecesi yazıyorum ama) Anlı şanlı Pazar yazısı diyorum ya adına, ona ithaf ediyorum ya, hıh, en azından Pazar gününü yaşamayı hak ettim diyorum.

Çoğu okurumun da Pazar günleri Pazar yazımı beklediklerini biliyorum. Pazar yazımın beklendiğini bilmek beni daha da bir heyecanlandırıyor.

Dost Çekmecesi: (daha&helliip;)

Etiketler: , , ,

 

Duyu Bozukluklarına Diyalektik Değinimler (III)

Ekonomik Durum/Gelir Düzeyi:

Ekonomik faktörler, potansiyel olarak iletişim açısından olumlu yönde bir tetikleyicidir.  Ancak, gelir düzeyi yüksek olan kişilerin çok düşük veya gelirsiz bireylere karşı sanal bir kast bulunmakta ve bu kişiler alt gelir gruplarıyla iletişim kurmak istememektedir. Bu kitlenin zevkleri, beklentileri tercihleri, hassasiyet noktaları bu kitlenin doğrudan müşteri konumunda olmadığı sürece önem taşımamaktadır.

Ekonomik düzeyi yüksek erkekler ile bayanlar ise birbirinden kısmen farklıdır. Erkekler tam anlamıyla farklı düzeyler veya kategorilere karşı ortalama bir tepki verirken kadınlar daha çok duygusal olmalarına karşın bu alt sınıflar ile olan iletişime biraz daha kapalıdır. (daha&helliip;)

Etiketler: , ,