Ahmet Fidan Kişisel Resmi Web Sitesi
Bilgi paylaşıldıkça anlam kazanır

:: Archive for Temmuz, 2010

 

 

Akademisyenlerin Burnundaki Kılı Kim Alacak

Akademisyenlerin Burnundaki Kılı AR-GE ciler Alamayacak mı?

Türkiye’nin gelişmesinin önündeki engellerden en başat olanlardan biri kurum ve/veya işletmelerin AR-GE birimleriyle üniversiteler, daha özelde akademisyenler arasındaki olmayan ilişkidir.

Üniversitelerin başında YÖK olsa bile, hizmet yönünden yerinden yönetim kuruluşu olmaları dolayısıyla özerk tüzel kişilik olmaları, Türk üniversitelerinin kamu / devlet ağırlıklı üniversiteler olmaları nedeniyle bu trajik kopukluk hiç giderilememiştir.

Proje geliştiren veya ürün / eser ortaya koyan üniversite öğretim elemanlarının  döner sermaya katkı paylarındaki haksızlık, öğretim (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , ,

Temmuz 25th, 2010 | in Anı & Günce, Pazar Yazıları, Psikoloji, Yaşam | 1 yorum

 

Rafta adamlar Rafsız Adamlar

Kategorize ederim olayları veya olguları anlatırken çoğu zaman, ama kategorileştirilmeye gelmez huyum.

Sıradan insanları yazarım, irdelerim, hırpalarım, iğdiş ederim, örselerim belki ama, masadan insanların mengenesinde boğduğu kalabalığın ve alabalığın koruyucusuyum.

Sıra sıra boy boy dostlarım, arkadaşlarım vardır, kimi özel sandukçamda, kimi hemen her yerde, kimiyse listelerde. Arkadaşlar hanesinde belki kalabilirim rafta ama dost hanesinde rafa koymaya gelmez huyum.

Kötü gün dostu olmak belki zor. Bir parça enayi olacaksın başarabilmek için. Kendini kullandırmaktan zevk almasan da (daha&helliip;)

Etiketler: , , ,

Temmuz 21st, 2010 | in Siyaset/Politika | 2 tane yorum

 

Saadetin Birlik Zinciri Kırılıyor mu?

Saadet Zincirinin Kırılması Kimlerin İşine Geliyor

3 Kasım 2003 ten 2009 a kadar ağır aksak küçük ama bizim mantığıyla saf istikrarlı çizgisiyle Saadet yolunda yürümekteydi. Saadet, ne zaman ki 2009 seçimlerinde yabana atılmayacak bir oy artışı yaşayınca bu tarih, kem gözlerin iştahını kabartıverdi.

Bir taraftan Numan Bey’in istikrarlı ve son derece makul duruşu bir taraftan parti içindeki ak saçlıların küçük olsun bizim olsun mantalitesi kem gözlerin giriş aralığıydı. Doğal olarak büyüme trendi yükselen bir partinin başkanı da hariçten ve dahilden (fazladan) verilen gazların etkisiyle son kongrede son dakika değişiklikleriyle ak saçlılara karşı fazlaca eyvallahsız oldu. Hatta liste revizyonu yaptı. (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , ,

 

 

Devletin / Ülkenin Sahipleri ve Benzerleri

Devletin / Ülkenin Sahipleri, Sahibi Olduğunu Zannettikleri, Sahibi Olmaya Çalışanları, Sahibi Olduğunu Zannedemedikleri, Sahipliğine Çöreklenenleri…

Bu orta başlığı Türkiye’ye göre düzeltirsek; Türkiye’nin Sahipleri, Sahibi Olduğunu Zannettikleri, Sahibi Olmaya Çalışanları, Sahibi Olduğunu Zannedemedikleri, Sahipliğine Çöreklenenleri olarak ifade edelim. Gazetemiz her ne kadar Türkiye’nin ulusal bir yayın organı olsa da böylesi genellemelerde evrensel başlıklar kullanmak durumundayız. Zira dünyada Türkiye’den başka yaklaşık olarak, 222 ülke bulunmaktadır. Aslında bu ülke sayıları 223 te ben akılda kalması açısından ve İsrail terör örgütünü bir devlet olarak saymak içimden gelmediği için bir eksik olarak yazdım.

Sahiplik ve Ülke Olmak

(daha&helliip;)

Etiketler: , , , ,

 

Kızı olmalı insanın,

Alabildiğine sadık, vefakar,

Alabildiğine zorlu ve nazenin.

Kızı olmalı insanın,

Canını emanet ettiğin, elin, ayağın, gözün kulağın, her şeyin.

Kızı olmalı insanın,

Hata yaptığında gözlerinin içine baktığın,

bakar bakmaz masumiyetiyle saniyeler içinde eridiğin, vefasına taptığın.

Kızı olmalı insanın,

Evinde babasına annesine karşı nazlı niyazlı, sokakta cadılığından ve hışmından korktuğun.

Kızı olmalı insanın,

Herkes terkettiğinde seni, varlığında da, yokluğunda da, evliyken de bekarken de, babacığım (veya anneciğim) diye kucak açtığında gözyaşlarıyla bağrına bastığın.

Kızı olmalı insanın,

Demlediği çayı süzülerek getirmesini seyrettiğin, pişirdiği kahvenin tadına gizlediğin, özenle bezediğin.

Kızı olmalı insanın,

Canıyla canlandığın, varlığıyla anlamlandığın özlemiyle ve iç çekişlerinle dağ dağ efkarlandığın.

Kızı olmalı insanın,

“Dünya bir yana kızım bir yana” diyebildiğin, üzerine titrediğin için onun eşini / dostunu dahi çok sevdiğin.

* * * * *

Eski Arapları duydukça dumur olurum kendimi bildim bileli.
Kız çocuklarını diri diri gömerlermiş ya hani.
İslam Peygamberinin yok ettiği
Lanet olası bir adetin temsilcileri.
Yüce yaratıcı kız babalarına ayrı bir merhamet göstermekte.
Bunu bizzat ben yaşamaktayım her zaman ve her yerde.
Kızın bereketini hissetmişimdir her daim içimde.
* * * * *
Küçükken nereye yürüsen,
Peşinden gölge gibi takip eder ya seni,
Yerden bitme, o yaşlarda küçük parmağına sarılırken
Bütün bir dünyaya sarılır ya hani!
büyüdükçe de sen onun varlığıyla güçlenirsin.
Adeta, gittiğin her yerde gölgeni arar olursun.
* * * * *
Çoğu baba ilk çocuğunun erkek olmasını ister eminim,
Ben de o gafillerden biriyim.
Şimdi keşke demenin çaresizliği içindeyim.
İlk çocuğun kız olmalı, ne derseniz deyin.
* * * * *
Eğer ebeveynler kendilerini kopyalamak isterlerse,
Kızlarına baksınlar. Hayal kurmasınlar boş yere.
* * * * *
Çünkü kız çocukları hem annenin hem babanın
kopyası olmaya çoktan hazırdır zaten yine.
Ne tuhaf, ne gariptir ki,
böylesi bereket kaynağı, can yoldaşı varlıklar,
hep oğuldan sonra göze görülmüş,
yer yer insan olduğu unutulmuş,
yer yer alınıp satılmış, hatta atılmış.
* * * * *
Toplum bile çifte standart uygular kızlarımıza,
koskoca toplum oğullara / erkeklere taraf çeker.
Analar bile bu taraf tutmada rol alır,
unutuverir kızlığını, acı ki ne acı.
* * * * *
Görmek için bakmak gerek,
Kızınıza bakın dostlar.
Onu sevginizle büyüleyin.
Onlar zaten sınırsız özgürlük istemezler,
Alışık ta değildirler hem.
Genlerinde de yoktur erkekler gibi
Alıp başını gitmek.
Siz zaten onları sıkmadıkça
Onlar sizin yamacınızdan ayrılmazlar.
Siz onlara arkadaş olursanız,
Paylaşırlar, hem her şeylerini.
Ketum da olmazlar erkek kardeşleri gibi.
Yalan bile söylemeye gerek görmezler
Arkadaş olursanız,
Hem onu / onları iyi tanırsanız.
Anlarsınız zaten, onlar da sizin anladığınızı
Veya anlayacağınızı bilir
Buna teşebbüs bile etmezler.
* * * * *
Yüce yaratıcıya şükürler olsun ki,
Kızımı lutfetmiş bana.
Ve ben bu mutluluğu yaşamakta olan biriyim.
Canım kızım, Ruze,
hep varol, mutlu ol,
Gözüm kulağım elim ayağım ol
Mutlu yaşa her gittiğin yerde.

 

Mutlu pazarlar efendim. Bu pazarki köpüklü kahvenizi (varsa) kızınıza yaptırın. Keyfini çıkarın. Sağlıcakla kalın.

 

Not:

Bu yazı, http://www.bilgiagi.net, http://www.bilgievreni.com, http://www.gazetecanik.com, http://www.kamudanhaber.com, http://www.siyasalforum.net, http://www.gercekgazete.web.tr, http://www.ahmetfidan.com ile, Gerçek Gazete, Balıkesir Demokrat, Gazete Canik vb. kağıt bası gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.

Etiketler: , , , , ,

Temmuz 15th, 2010 | in Hukuk, Siyaset/Politika, Toplum | 10 tane yorum

Anayasa Değişikliği Paketi ve Referandum Maddeleri

 

Referanduma gidecek on milyonlarca yığın, milyonlarca itaatkar skolastik robot ve binlerce bilinçli seçmen

26 maddede hülasa edilen, 5982 sayılı, 7/05/2010 tarihli Anayasa Revizyonu, Türk Parlamentosundan geçip Cumhurbaşkanı’nca da onaylanmıştır. “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, CHP tarafından AY mahkemesine gönderilmiş ve bu talep AY mahkemesince kısmen kabul edilip kısmen reddedilmiştir.

07.11.1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın bir kısım bozukluklarını düzeltmek üzere revizyona tabi tutulmuştur tutulmasına da, bu operasyonun daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi, nihai bir operasyon olmadığını nihai operasyon için altlık niteliği taşıdığını belirtmiştik. (daha&helliip;)

Etiketler: , , ,

Temmuz 11th, 2010 | in Anı & Günce, Pazar Yazıları, Psikoloji, Yaşam | 1 yorum

((Kedisi Olan Adam))

E postama her gün iki kez bakarım. Her açmaya hepsini aynı outlok hesabına topladığım 20 ye yakın e postamdan süzülen 500 e yakın e posta dökülür önüme. Geçen salı günü de bunlar arasından biri gözüme battı adeta. Beni tanıyan Bir Can Dost göndermişti, postayı. E Postanın adı “Kedisi Olan Adamlar” dı. Hah dedim işte bu okunur.Yaklaşık iki sayfaya yakın yazıyı gözlerimi kırpmadan tek nefeste bitiriverdim. Sevgili Dilek Önder sanırım yazan. Ne muhteşem tespitler  Yarabbim.

Bilmem bütün kedisi olan adamlar aynı mı ama, tıpkı beni tarif etmişti. Okudukça şaşırdım, şaşırdıkça heyecanlandım. Kendi hayatımın kelimelerle örülerek resmedildiğini görünce. Evet sizi Sevgili Dilek Önder‘in yazısıyla baş başa bırakıyorum.

Hani kedili kadınlardan şöyle bir bahsettim ya dün… Bir de kedisi olan adamlar demiştim, Farklı olurlar… (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , , ,

Temmuz 1st, 2010 | in EDİTÖRDEN, Medya & İletişim | 1 yorum

  

2010 Yılının İlk Yarısının Ardından

Sevgili okurlar,  

Ülkemizde 2010 yılının ilk yarısında diğer yıllardakine göre (sözde) sanal büyümeye devam etmekte, yabancı sermaye girişleri bir önceki yıla göre artmaktadır. GSYH oranları yükselse de bu ülkede yaşayan kitlelere yansımamakta, sermaye ve gelir adeletsiz bir şeklide bir avuç varlıklı grup içinde kalmaktadır.  

Çoğu ekonomilerde büyümeyle birlikte istihdam artışları paralel giderken ülkemizdeki büyüme oranlarıyla birlikte istihdam artışlarının görülmemesi bunun bir göstergesidir. Bu gün için yüzde onbeşleri aşmış olan işsizlik oranları ülke için vahim / kaygı verecek noktalara yükselmiştir. Bu durum, iktidar tarafından özellikle isteniyor veya (daha&helliip;)

Etiketler: ,