Ne güzel tanımlanırdı önceden iktisat ilimi, veya “ilm-i küşad” veya moderncesiyle ekonomi bilimi. O halde hemen iktisat veya ekonomi biliminin klasik tanımını yapalım. İhtiyaçların sınırsız, kaynakların sınırlı veya kıt olması gerçeğinden yola çıkarak, iktisat veya ekonomiyi, kıt kaynakların optimum dağılımı veya kullanımıdır.” şeklinde tanımlayabiliriz. 1990 yılına kadar sahiden böyle tanımlardık derslerde bu kavramı. Devamını Okuyun
:: Ekonomi
“Yoğunluk Sendromu” konulu yazımızın II. bölümünde yoğunluk sendromuna kaynaklık eden faktörlerden ilkini psikolojik faktörler olarak belirtmiş ve bunu kısaca irdelemiştik. Sendroma kaynaklık eden en büyük etken Devamını Okuyun
Etiketler: Ekonomi, psikloloji, sosyoloji, Toplum, Yaşam
“Yoğunluk Sendromu”nun Kuramsal ve Kurumsal Temelleri:Yazımızın bundan önceki bölümünde “yoğunum” demenin ve bu ifadenin ardına saklanan kitlesel alışkanlığın dünya insanlarını değerlerinden hızla çözmekte olduğundan bahsetmiştik. Bu ifadenin de ağırlıklı olarak kapitalist düzenin yoğun hizmet sektöründen kaynaklandığını belirtmiştik.Bu ısınma veya girizgah cümlesinden sonra bunun temellerini kategorik olarak irdeleyecek olursak şunları söyleyebiliriz. Devamını Okuyun
Yazı başlığından da anlaşılacağı gibi, bu yazım aslında herkesin görmediği, görmek istemediği bir gerçeği dile getirmektedir. En başta da benim bir türlü beceremediğim, bundan dolayı da büyük üzüntüler içinde olduğum yüzyılın vakası, Devamını Okuyun
Genelde evrenin özelde dünyanın yaradılışından bu yana gözle görülemeyen “şey”lere “gaib” denmiştir. Bu bahisle her şey ya astrolojiyle, ya mucize veya kerametle izah edilmiştir. Oysa ki bu gün “metafizik” kelimesi anlamını yitirmiştir. Önceleri fizikle metafiziğin bileşimi olan quantum fiziği nanometrik hacimler içinde işlenmeye başlanmasıyla birlikte, daha önceleri büyüyle, sihirle, kerametle yapılan ne varsa yarın pozitif bilimle yapılmaya başlanacaktır. Devamını Okuyun
Etiketler: fütüroloji, teknoloji
Bu iki kavramın arasındaki temel farkı düşünerek başlangıç yapmak istersek, cehaletin mutlak sınırlarının keşfedilemeyeceği gerçeğiyle karşı karşıya kalırız. Bununla ilgili sözlerden en çok bilineni, “cahil dostun olacağına bilgili düşmanın olsun” temennisidir. Her halükarda bilgili düşmanınla mücadele ederken her gün her saat hayat bize yeni tecrübeler kazandırır. Devamını Okuyun