Ahmet Fidan Kişisel Resmi Web Sitesi
Bilgi paylaşıldıkça anlam kazanır

 

Parantez İçi Duygular

 

[Açtım koca parantezi ve…

(Sanırım hayatımın en uzun parantez içi yazısını yazacağım ve sanırım yazım yayınlanır yayınlanmaz yine hayatımın en uzun parantez içi yazısını okumuş olacağım.

Parantez içlerinden dil-anlatım olarak, edebiyat olarak ne kadar hoşlandığımı daha önce ifade etmiştim. Bu pazar günü de parantez içi duygularımızı irdeleyeceğimi belirtmiştim.

 

Ne gariptir ki, parantez içi duyguları, parantez içine layık bir ortamda kaleme alıyorum. Ne yazık ki, bu satırları Devamını Okuyun

Etiketler: , , , , , , , ,

 

Parantez İçinin Çekiciliği

Efendim, parantezinizi köşeli mi alırsınız köşesiz mi?

Her yerde duyulan söylenen çok çok genel bir laf vardır.

 

Ben de o beylik lafı kullanacağım. Çünkü benim de ağzım var ve benim de bu beylik lafı etmeye hakkım olmalı.
Ağzı olan konuşuyor“. Bu laf kim söylerse söylesin her zaman komiğime gitmiştir. En son markette yedi yaşlarında bir çocuk annesine söylemişti bu bu sözü. Ben de marketin ortasında bastım kahkahayı. Tabi bütün gözler çocuğun konuşmasına değil kahkahamın desibalitesi yüksek olduğundan bana çevrileceğinden tırstığım için derhal yan reyona dalarak gözden kayboldum.

Bu sözü seviyordum zaten, bir de bunu yedi yaşında ÇOCUKLAR DUYMASIN dizisinin yeni versiyonunun dominant Devamını Okuyun

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , ,

Kasım 28th, 2010 | in Pazar Yazıları, Psikoloji, Toplum, Yaşam | 3 tane yorum

 

Çok ta Tınn!

 

Kasıntılıktan eklem yerleri kireçlenmiş, beğenmez kimseyi.
Darmadağınık duygular içinde yüzerken güya haklar herkesi.
Sen gölgemin oynaşmasıyla cebelleşen şirin şebek,
Emirler ve ithamlar yağdır dur, alıp alıp ver kendi kendine,
Ben gölgelerin sahibi, hayatın içgüdülerinin gülümseyişi,
Sen dışgüdülerinin esiri, değeryargılarının pençesi…

Sen günahımı ala ala bitiren,
Sen sevabımı göremeyip hayaTINdan eden,
Blöfe pas, reste rest, çok ta TINN!

Hesabı kitabı sever, onca hesapların ve kitapların arasına
Dipnotlar koyar bana dair, cümle cümle, yığın yığın.
Tekrarlar eder içinde, beş kere, on kere sıkılmadan baygın baygın, Devamını Okuyun

Etiketler: , , , , , ,

Kasım 25th, 2010 | in Siyaset/Politika | 2 tane yorum

 

Üç General ve Protokolün Üç Adamı

Türk Silahlı Kuvvetlerindeki Atamalar ve Bürokratik Harmonide Protokol Sıramamaları:

 

İçişleri Bakanı’na jandarma personeli, Milli Savunma Bakanı’na Türk Silahlı Kuvvetleri personeli hakkında verilen açığa alma yetkisi Cumhuriyet tarihinde ilk kez kullanıldı. Buna göre Tümgeneral Halil Helvacıoğlu, Tümgeneral Gürbüz Kaya ve Tuğamiral Abdullah Gevramoğlu açığa alındı. Haber bu.

Başbakan  “Yasalar çerçevesinde hareket edildi”, derken, CHP durumu “sivil darbe” olarak değerlendirdi. Bir kere siyasetin en pis hatta iğrenç yanı, erdemlilikten uzak olmasıdır. Devamını Okuyun

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , ,

Soft-modern Tesellilerin Aygın-Baygın Takviyesi

Sorular içindeki sorunların içinde bulunan cevap kırıntılarını ıskalıyor görünüp te aslında sıkı hayatı(nızı) öylesine tîye alarak rölantide tuttuğunuz olur bazen. Siz sorunlarınızdan habersiz, onların çözümüne oldukça uzak göründükçe çevrenizdekilerin sizlere iştahlıca yardım etmek için gayrete girişmeleriyle bile dalga geçersiniz sessizce ve gülümseyerek.

Bu anlarda adeta bir tulûat sahnesinin önündeki bir yığın insanın hep bir ağızdan gülümsemesi kadar şiddetle gülümsersiniz, önce kendinize, sonra yokuş ortası vites küçültecek yerde sizi büyük vitese geçirmeye çalışan gayretlere…

Aslında yer yer içinize akıttığınız gülümseme efektlerinizi dışarıya taşırırsanız Devamını Okuyun

Etiketler: , , ,

 

Dünden devam…

III- Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Dünya Din İşleri İle Entegrasyonu:

Ülke siyasi yönetimi laik de olsa teorkatik te olsa, o ülkenin sınırları içinde bulunan vatandaşların dini ihtiyaçlarına karşı kayıtsız kal(a)mayacağı bellidir. O halde diyanet işleri nasıl tanımlanmakta, bu tanımda amaç tanıma nasıl ve ne oranda hükmedecektir?

Örneğin, “din” veya “diyanet” olgusu toplumu veya kitleleri yönetmek için bir maşa olarak mı görülmekte; yoksa tarım, sanayi, kültür, ulaşım vb. ihtiyaç ve hizmetler gibi teknik birer ihtiyaç olarak mı görülmektedir? Bu iki bakış kurumun normatif veya pratik tabanını oluşturacaktır.

Devamını Okuyun

Etiketler: ,