Ahmet Fidan Kişisel Resmi Web Sitesi
Bilgi paylaşıldıkça anlam kazanır

:: Archive for Mart, 2008

 

Mart 19th, 2008 | in Siyaset/Politika, Toplum, Yaşam | Yorum Yapin

Yine mi?
Evet yine!. Yine siyaset, yine politik ACI yine patinaj, yine yerinde sayma.
Birileri yine Türkiye’nin yerinde sayması, patinaj yapması için düğmeye bastı. Parti başkanıyla aydınıyla, esnafıyla çiftçisiyle her kesimiyle koro halinde sayma oyununa başlandı.

Peki olanlar oldu da, düğmeye basıldı da, bu acele, bu telaş ne bunu anlayamadım. Benim ufaklık Fatih Furkan’ın bir huyu vardır. Ne yaparsa yapsın hemen bulunduğu ortamın yaptığı işin sonunu bitişini merak eder ve sabırsızlıkla sonunu, ondan sonra gelen olayın sonunu…. Hep sonun aceleciliği ve doyumsuzluğunu yaşar. Tıpkı FURKAN sendromu gibi bu gün politik tartışmalarda da aynı durum söz konusu. (daha&helliip;)

Etiketler: , ,

Mart 18th, 2008 | in Kültür ve Sanat, Tarih | Yorum Yapin

Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan bu yana var olan küçük bir vilayetimizdir Çanakkale. Tahminimden daha küçük bir il merkezi gördüğüm için oraya ilk gittiğim günün (daha&helliip;)

Etiketler: , , ,

BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ
Şu basit mantık zincirini takip edelim.
Devlet otoritesi belli bir coğrafya üzerinde yaşayan insanların bir araya gelerek oluşturdukları ve diğer dünya devletleri tarafından da tanınmış siyasal bir örgütlenmedir.

Bu basit ve temel mantığa göre, devleti hal oluşturmakta ve kendilerinin dirlik ve düzen içinde yaşamaları için bazı yaptırımlar gerekmekte ve bu yaptırımların neler olacağını da kendi aralarından vekiller seçerek bu vekiller aracılığıyla belirlemekteler. Yani devleti oluşturmakta olan halk kendi yetkilerini siyasal mekanizmayla (oy vererek) ekonomik olarak destekleyerek (vergi ödeyerek) bu otoriteyi gönüllü ve bizzat hür iradesiyle oluşturmak istemektedir. (daha&helliip;)

Etiketler: , ,

BU YAZI ÖYLESİNE BİR YASAK PROTESTOSUDUR.
BU GÜN SUSUYORUM YASAK KONUŞSUN. BU GÜN KONUŞSUN Kİ İLELEBET SUSSUN
__YASAKLARI YASAKLAMAK YASAKTIR__

Etiketler: , ,

YASAKLAR ve YASAKÇILAR ÜZERİNE İVEDİLİKLE YAZILMIŞ BİR ŞAKŞAKLAMA YAZISIDIR.
Türkiye’de yeni bir anayasa yazılması gerekmektedir. Bu anayasanın temel teorik çerçevesi bir iki bölümde nelerin serbest olduğu liste halinde belirtilmelidir. Geri kalan bütün maddeler yasaklamanın mantıksal, sosyal ve ekonomik temelleri üzerine kurgulanmalıdır. Bu gün itibarıyla Türkiye’de gelinen son nokta, yasakçı zihniyetin zirvesinin keşfedilme arayışıdır. (daha&helliip;)

Etiketler: , , , ,

Bürokrasi’de Parkinson hastalığı diye bir hastalık vardır. Buna aslında OBEZİTE DİYEBİLİRİZ. Yani bürokrasinin obezleşmesi.

Kamu kurumlarında bir hizmetin sunulması için bir personel çalışır. Bu personel (daha&helliip;)

Etiketler: , ,

Yoğunum, yoğunum, stresliyim, meşgulum, programım dolu. Bu nedir anlamıyorum. Bunun üzerine iki yazı yazmıştım daha önce. Yoğunluk psikozu ve sendromu ile ilgili. Teknoloji denilen nane bütün insanlara her açıdan zaman bahşediyor veya hediye ediyor. Her bir bireye teknoloji günde en az üç saat ortalama zaman bağışlamakta. Sırayla bunları sorgulamak istiyorum.

– Çamaşır makinesinden bir saat, mektubun yerini alan cep telefonunda iki saat. (Eskiden vasat özenli bir mektuba en az bir saat harcanırdı.) (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , ,

Sevgili okurlarım. Beni bağışlayın. Bu gün işlerimin yoğunluğu nedeniyle yazımı yazamadım. Gündemimde konuların birikmesi de cabası. Ancak sizlere 1991 yılında kaleme aldığım ve 1996 senesinde (daha&helliip;)

Etiketler: ,

Mart 11th, 2008 | in Ekonomi, Toplum, Yaşam | Yorum Yapin

Şöyle bir çevremize bakarsak, Rusya’nın 2006’da yüzde 7,4, 2007’de yüzde 8,1 büyüdüğünü görürüz. Peki Rusya bu oranları yakaladı da ne değişti? Onlar büyümenin etkisiyle ceplerine giren paranın artmasından hemen büyümeyi hissetti. Bu durumda kişi başına düşen gelir kağıt üstünde kalmadı, gelir bölüşümü de adil olduğundan bireysel olarak kişilerin refahı reel olarak yükseldi, ücretler arttı. Ev kadınlarına emeklilik hakkı tanındı. Yabancıların elindeki madenler tek tek millileştirildi. Işsizlik azalırken enflasyon düşmeye başladı. Vergi oranları düşürüldü. (daha&helliip;)

Etiketler: , , , ,

Bu haftaya meslis komisyonlarında tartışılmakta olan Sosyal Güvenlik Reformu tartışmalarıyla başlamak istiyorum. Sosyal güvenlik konusunda otoritelerden birisi olan Şükrü KIZILOT’un aşağıdaki yazısını özet olarak sizinle paylaşmak istiyorum.

 Sosyal güvenlik reformumuz şu anki haliyle delik deşik durumda. Yani üzerinde hayli düzeltme ve mutabakat sağlanması gereken konular bulunmaktadır. İşin en can alıcı noktası ise, burada. Bu aşamada en çok sesi çıkan kişinin kişilerin ve kurumların etkinliği olacaktır. Bu durumda pek tabi ki sesi en çok çıkan işverenler olacaktır. Çünkü bu işverenler hem politikacıları hem de medyayı elinde tutmaktadır. En çok organizeli ve hızlı hareket etmesi gereken kesim ise işçi veya çalışan kesim olmalıdır. Çünkü bu reformun içinde çalışanların veya sabit gelirlilerin aleyhine bir çok düzenleme bulunmaktadır. Bu aşamada en can alıcı ve herkes açısından en makul çözümün bulunması gerekmektedir. (daha&helliip;)

Etiketler: , , , ,