
Psiko-sosyal Açıdan Boşluk Çarpması Sendromu
Blaise Pascal, “tabiat boşluktan nefret eder” demiş.
Bu sözün sahibini aramak için on dakikamı harcadım. Sözü biliyordum fakat sahibini bilmiyordum. Çoğu yerde anonimveya atasözü diye aktarılmış olsa da söz Blaise Pascal‘ın. Hakkını yememek gerek.
Pascal’ın sözü konumuzla aslında tezat oluşturmakta. Çünkü Pascall, tabiatın boşluk götürmediğini, bir şekilde dolduğunu veya doldurulduğunu fiziksel olarak ortaya koyar. Aynı şeyi sosyal bilimler alanında da söyleyebiliriz. Ama bu boşluk nasıl bir boşluk ki, insanlar boşluğa çarpacak. Yani çarpmak için yoğun olmayan veya az yoğun bir ortamdan çok yoğun veya katı ortama ani geçiş Devamını Okuyun
Etiketler: boşluk, pascal, pazar yazısı, Psikoloji, tabiat, Yaşam
Dediler ki, “eğitişim” diye bir kavram mı olur.
Dedim ki, yılların yöne
tim kavramı dururken “yönetişim” kavramı oluyor da neden “eğitişim” kavramı olmasın. Öğretirken öğrenmeyi ve işbirliği içinde eğitim faaliyeti yürütmeyi kim yok sayabilir ki!
Kısa bir zaman aralığı kapsamında geriye ışık tutacak olursak, bundan otuz yıl önce yönetişim kavramı yoktu. Çünkü yönetim klasik anlamda yürütülen, yöneten ve yönetilen kavramlarıyla anlamlanan bir olguydu veya faaliyetti. Bu gün ise
Toplam Kalite Yönetimi, Amaçlara Göre Yönetim, Sistem Yaklaşımı gibi birbirinden farklı bir çok yönetim kavramı ve tarzı ortaya çıktı.
Eğitim kavramına geldiğimizde, onyıllar öncesinde Eğiten ve Eğitilen(ler) bir araya gelerek eğitim faaliyeti gerçekleşiyordu. Çok doğal olarak buna “eğitim” diyorduk. Şimdilerde ise, mekan, suje, araç ve obje faktörlerindeki başkalaşım ve asimetrik değişimler “yönetişim kavramının doğmasını zorunlu hale getirmiştir. Devamını Okuyun
Etiketler: eğiltim, Eğitim, eğitim teknolojileri, eğitişim, eğitişim kavramı, klasik eğitim, modern eğitim, tekno-eğitim

Üşüyordu kardelen,
Kararlı, iradeli, vefalı ve azimliydi.
Tamı tamına 9 aydır bekliyordu.rlı, iradeli, vefalı ve azimliydi.
Soğanına sarılmış, sıcağı ve soğuğu yalnızlığına katık etmiş öylece bekliyordu. Börtü böceğe
yeni yılda klavuzluk edeceği günü sayıklıyordu adeta. Onun toprağı delip güne, aya ve yıla uyanmasıyla, bin bir türlü börtü delecekti toprağı saçılacaktı tüm güzelliğiyle. Böcekler çıkacaktı larvalarından, yaşamın gizemlerini keşfe koyulacaklardı. Devamını Okuyun
Etiketler: akça bardak, aktaş, boynu bükük, çevre, çiçek, çiçeklerin dili, doğa, galanthus, garipçe, kardelen, kardelen çiçeği, karga soğanı, nergisgiller, öksüz ahmet, öykü, süs bitkileri, tabiat, Yaşam

Sosyal Medya ile ilgili daha önce “Asosyal Medya Depremi” başlıklı yazımızı iki ay önce başlatmış ve konunun güncel siyasal boyutuyla ince ayar ve kalın ayar etki tepki, sebep ve sonuçlarını kabaca irdelemiştik. Medyadaki transformasyondaki,
algı ve ilgi kaymasının kişilerden ve kurumlardan bağımsız olarak yansıması ve görünümünü daha sonra dile getireceğimizi belirtrmiştik.
Gerek 20 yıl sonraki değişmek zorunda olacak alışkanlıklarla desteklenmiş hedonik faktörler, gerek ekonomik faktörler ve gerekse kağıt basıyla dişe diş rekabet içine girmiş olan dijital (elektronik ortamda) yayının öteden beri kartelleşmiş ve hakçalık noktasında (geçerlilik ve güvenilirlik noktasında) suyu bozulduğundan bireyleri belki de çok daha subjektif durum taşıyan atomize (nükleer) medyaya Devamını Okuyun
Etiketler: algı, klasik medya, meda, medya algısı, medyadaki fisyon, medyanın sonu, mikro medya, sosyal medya

Özellikle yazı başlığını ikilemli olarak koydum. Çünkü başlığı okuyanlar bir çok yavru soru daha üretecekler beyinlerinde. Ne bunlar:
Asfalt ve Parke ikilemi, yol için ve kaldırım için yapılabilir, trafiğe kapalı caddeler ve açık caddeler için yapılabilir.
Tarihi kentler / şehirler için ve yeni şehirler için yapılabilir.
Sırayla gidecek olursak:
İlkin ne olursa olsun, kaldırımlar için bir kentte mutlak surette parke veya parke benzeri yol kaplama malzemeleri kullanılmalıdır. Günümüzde bununla ilgili oldukça ucuz ve farklı özellik ve biçimde kaplama malzemeleri Devamını Okuyun
Etiketler: asfalt, belediyecilik, Kent, kent estetiği, kent kültürü, kentiçi ulaşım, parke, şehir, şehir ve mimari, şehiriçi ulaşım, trafik düzenlemesi, yerel yönetim, yol, yol altyapısı, yol kültürü, yol mühendisliği, yol yapımı
Bir aydan beri yazamadım. Hem kendi olağanüstü iş yoğunluğumdan hem de her bir günün beş belki de on köşe yazısına sığdırılamayacak kadar hızlı değişmesi veya hareketlenmesi. Son bir haftada olup biten bu hareketlilik, sadece benim değil toplumu
izleyen, sezinleyen bütün bilim ve düşün insanlarının başını döndürmekte. Bendeniz de çoğu zaman izlediğim yöntemi izleyeceğim. “Gündem, gündem dışılığa mahkum, asıl gündem, klasik olandır” (A.F). Bu nedenle klasik ve köklü analizlerimi yerel ulusal hatta uluslararası ölçekte okurlarımla paylaşmak istedim.
1. [(A) Sosyal Medya Depremi:
ÖNCE MİNİK BİR TARİHSEL SÜREÇ veya Girizgah:
20 yıl önceleri. 1983 lü yıllar. Dindar kesim henüz Özal’lı yılların başında kendini temsil edemiyordu. Ciddi bir temsiliyet sorunu Devamını Okuyun
Etiketler: çevre, çevresel etkenler, demografi, Gezi Parkı, iletişim, kamuoyu, Kent, konsensüs, Kültür ve Sanat, medya, politika, siyasal olaylar, Siyaset, sosyal olaylar, sosyoloji, Toplum, toplum mühendisliği, Yaşam