Dünyadaki ulaşım ve iletişim teknolojilerindeki değişim sonucu askerlik kurumunun, ordunun yönetim kurumunun fonksiyonu olabildiğince değişmiştir. Önceki zamanlara göre, kontrol ve yönetim otoriteleri önemli ölçüde fisyona (parçalanmaya) uğramış, yetkiler gittikçe desantralize olmaya başlamıştır.

TARİHTEN BU GÜNE MUHTIRALAR
Tarihe baktığımızda, eski muhtıraların ”Hırsız, alçak, namussuz” diye başlayan ve ”Hemen istifa et, yoksa canından olursun” cümleleriyle başladığını görürüz.

”Muhtıra” sözü Arapça’nın ”hatara” kökünden gelir. ”Hatırlatma, unutturmama” anlamına gelir. Bir anlamı daha vardır muhtıranın: Eski dilde günlük işlerin, masrafların ve hatta sevilen şiirlerin not edildiği kâğıtlara da ”muhtıra” denmektedir. Hatta bu gün özellikle politikacılarımızın veya genel müdürlerin gömlek yaka ceplerine koydukları kırmızı renkle yazılmış “UNUTMAYINIZ” ibaresi olan karton kağıtlar da yine muhtıradır.”Muhtıra”, siyaset jargonuna girince akla başka bir kavram getirir: Genellikle ”Bilginize” sözüyle nihayet bulan, birkaç paragraftan ibaret olan ama etkileri uzun seneler devam eden çok daha önemli ”hatırlatma notları”nı düşünürüz… Muhtıraların sonları bilginize diye bitirilir ama, emrederiz, veya canınıza okuruz, veya aksi durumda pişman ederiz anlamları bulunan metinlerdir.Türkiye’de bu tür ”muhtıra”ların 90 küsur yıllık bir geçmişi vardır. Yazılış amaçları genellikle aynı kalmış ama üslupları zamanla değişmiş, çağa uymuş, eski benzerlerine oranla daha nazik bir dille kaleme alınır olmuşlardır. İlk muhtıralardaki ”Ahlâksız ve haysiyetsiz herif! Cezanı canından olmakla göreceksin!” gibisinden ifadeler zamanla ”Kararlılığımız” yahut ”Bilgilerinize” şeklinde tek bir kelimeye dönmüştür… Bu konuda hatırlarsanız 28 Şubatın ertesi günü benzer bir yazı kaleme almış ve “Askeri Müdahalelerin Modernleşme süreci“nden bahsetmiştim. ( https://www.yazarport.com/read.aspx?yazino=1633 ) Bu yazımda ihtilal ve darbe kavramlarını ele almıştım fakat muhtıra kavramına derinlemesine girememiştim. Bu günkü yazımı o yazımın devamı olarak görmek gerek. 1908 li yıllar: Zamanın hükümdarı Sultan Abdülhamid Rumeli taraflarından gelen baskılara boyun eğmiş ve 32 yıllık bir aradan sonra 23 Temmuz günü Meşrutiyet’i yeniden ilân etmiştir… İpler yavaş yavaş İttihad ve Terakki Cemiyeti’nin eline geçmeye başlamıştır mutlakiyet rejiminin temizliğine hazırlanılmaktadır.İktidardan uzaklaştırılacak olanlar arasında Abdülhamid’in yıllardır Bahriye Nazırlığını yani denizcilik bakanlığını yapan Hasan Rami Paşa da vardır. Memlekette birşeylerin değiştiğinin pek farkında olmayan Paşa kendisini destekleyen subayların rütbelerini bir derece yükseltmeye kalkınca, 1908 Temmuz’unun son haftasında güzel bir muhtıra yer: Üzerinde imza bulunmayan ama nereden geldiği apaçık belli olan, ”Ahlâksız, alçak, haysiyyetsiz” sözleriyle bezeli şık, zarif bir muhtıra… Yazıda ”İstifanı ver ve canını kurtar’‘ denmektedir.

Yukarıda linkini de aktardığım yazımda ihtilal ve darbe kavramlarından bahsetmiştim. Zaman ilerledikçe ihtilal > darbe> muhtıra kavramları sıralanmıştır. Muhtıra kavramını da son güncel olaylar çerçevsinde kademelendirmek gerekirse, R-Muhtıra>E-Muhtıra>S-Muhtıra diye ayırmak gerek.

 

 

MUHTIRA TÜRLERİ:

En son dişe dokunur muhtıra “Demirel Hükümeti’ne verilmişti. O günden sonra en sancılı ve tartışmaları uzun olan muhtıra ise, 28 şubat muhtırasıydı. Hatta bu muhtıraya “Postmodern Darbe” adını da vermiştik. Tabi devir değiştikçe, toplum katmanlarındaki teknolojik yapı ve demokrasinin hayata yayılması muhtıra çeşitliliğini genişletmiştir. 2007 yılındaki Erdoğan Hükümeti döneminde yaşanan olaylar bir yeni muhtıra çeşidini daha doğurmuştur. Buna da “e muhtıra” demiştik. Zira artık bildiriler televizyonlarda veya kurumdan kuruma yazılı metinlerle gitmiyordu. Online olarak internetten duyurulmaktaydı. Ve öyle de oldu. Genelkurumay’ın Web sitesinde Hükümetin dikkati çekilmişti.

GÜNDEM: SON SÜREÇ:

 

 

Yazı Sözlüğü:

Bir yeni muhtıra Türü daha çıktı. Ona da sosyal ve siyasal bilimciler ve ilgililer hemen adını yapıştırdı. “Y-Muhtıra”Tamam dikkat çekme şimdiye kadar hep silahlı kuvvetlerce yapılmıştı da, böylesini de hiç beklemiyorduk doğrusu. Zira bu sefer muhtırayı ülkenin Yargı sistemi vermişti. Ya da VERMEYE ÇALIŞMIŞTI. ÜSTELİK YARGININ TEPESİNDE HÜKÜMETİN TEMSİLCİSİ ADALET BAKANI OTURMASINA RAĞMEN. BU MUHTIRA ASLINDA “SİVİL İTAATSİZLİK” değil de BÜROKRATİK İTAATSİZLİKTİR.“Y-Muhtıra Bürokratik İtaatsizliktir.” Yarınki konumuz da bu olsun. Yazımız bu şekilde bitsin.

Jargon: Dil, ağız, konuşma anlaşma dili.

Not:

Bu sitede yayınlanmakta olan yazılar https://www.yazarport.com, https://www.gunesgazetesi.nethttps://www.kamudanhaber.comhttps://www.bilgievreni.com,  , https://www.siyasalforum.net, https://www.gercekgazete.web.trwww.radyobrt.net,  ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.

Etiketler: , , , , , ,