Ahmet Fidan Kişisel Resmi Web Sitesi
Bilgi paylaşıldıkça anlam kazanır

:: Archive for Kasım, 2007

 

Kasım 30th, 2007 | in Yaşam | Yorum Yapin

Tembellik Psikolojisi, bundan önceki yazımızda da kısaca bahsettiğimiz gibi, toplumu bir kişiyi arka plana iten, ezik veya silik hale getiren temel önemli bir bir psikolojidir. Aslında, Herkesin içinde bir tembellik psikolojisi vardır. Bu psikoloji belli bir baskınlığa kadar zorunlu ve gereklidir. Metabolizmanın çok kısa bir zaman diliminde yıpranmamasını sağlar. Doku ve sinir katsayılarının vücuttaki asit baz dengesinin sağlanması açısından önemlidir. Bu tıpkı vücudun yine doku bütünlüğünün korunması için deri altına yaratıcı tarafından yerleştirilmiş sinir hücreleri gibi. O sinir hücreleri ki, dokuya zarar gelince acıma sinir hücrelerinin harekete geçmesiyle vücudun yıpranması veya aşınmasını engellemektedir. (daha&helliip;)

Etiketler:

Kasım 29th, 2007 | in Felsefe | Yorum Yapin

İki ileri bir geri giden yeniliğe açık olmayan sistem ve bu sistemin insan ögeli uzantıları nedeniyle çalışma veya hareketlilik eğreti olarak kalmakta. Bu eğretik yapı, çoğu zaman işlerin nasıl yürüdüğü konusunda pek zengin bodoslama örneği göstermektedir.

Çoğu kamu ve kısmen de çok büyük ölçekli özel sektör kurumlarında bireysel motivasyonun ve başarı eğitiminin veya toplam kalitenin uğramadığı firmalarda aşağıda aktaracağım hikaye her gün onlarca belki de yüzlerce kez yaşanmaktadır. Şimdi hikayeye gelecek olursak: (daha&helliip;)

Etiketler:

Kasım 28th, 2007 | in Felsefe | Yorum Yapin

Dün gaydırı guppak yönetim teorisinden bahsetmiştik. Bu bir nevi hayatı yaşama biçimi, olayları algılama ve çözümleme bakış açısıydı aslında. Eleştirdiğimiz ve şiddetle ve sürekli olarak mücadele ettiğimiz bir bakış açısı aynı zamanda. Hani hep anlatılan bir hikaye vardır. her biri, biri, hiçbiri, birisi, herhangi biri nin hikayesi. Bunu da yarın dile getiririz. (daha&helliip;)

Etiketler:

Kasım 27th, 2007 | in Felsefe | Yorum Yapin

“Soylular” ile “patatesler” arasında ne fark vardır diye bir bilmece sorsak kimse cevabını kolaylıkla veremez her halde. Cevap: Her ikisinin de en değerli kısımları toprak altındadır. Yani soylu kişilerin zaten soylu olması kendinden önceki atalarının fevkalade nam salmalarından dolayı şu an yaşayanlara soylu derler. Bu nedenle hep ….oğlu ile biten soyadı duyduğumda kim bilir dedeleri ne iyi insanlardı derim. Aynı şekilde patatesin de işe yarar kısmı toprak altında olan kısmıdır. Toprak üstündeki tevek kısmı olsa olsa hayvan beslemekte kullanılabilir. (daha&helliip;)

Etiketler:

Kasım 26th, 2007 | in Kültür ve Sanat | Yorum Yapin

Türkiye kaç uluslar arası anlaşmaya ortak olursa olsun, güneydoğu organındaki rahatsızlığa karşı seyirci kalamaz kalmamaktadır. Bu görüş ve düşüncede olan ihanet içindeki kişi gurup kurum ve kuruluşlara karşı pabuç bırakacak değildir.

Sınırlarımız dışında, (Kuzey Irak’ın fiili sınırı içinde ne düzeni kurarsa kursunlar bu bizi birinci derecede ilgilendirmez. Acilen yapılan veya yapılmakta olan, geniş kapsamlı doğu, dar kapsamlı güneydoğu bölgesinin, tam anlamıyla mikroptan arındırmak aciliyet içindedir ki şu an için bile kahraman Mehmetçiğimiz ve Türk Ordusu bölgede karakışa rağmen operasyonunu sürdürmektedir. (daha&helliip;)

Etiketler:

Kasım 25th, 2007 | in Yaşam | Yorum Yapin

BİR GARİPTİR ASANSÖR PSİKOLOJİSİ
İletişim ve ulaşım teknolojilerindeki hızlı gelişme neticesi, insanların hayatına bireyselleşme o kadar girmiştir ki, her birey kendi mikrokozmozuna hapsolurken, aynı zamanda büyük bir akım halinde “mudarasızlaşma” sürecini yaşamaktalar. Bu süreci hayatın her katında görmek mümkündür.

Bir kişiye acil para lazım olunca bu kişi komşusundan, yakın akrabalarından iş arkadaşından, annesinin kirli çıkınından, dört senedir görmediği dostundan, patronundan borç istemek yerine hemen bir bankaya gidip kredi çekmekte veya meblağ daha küçükse kredi kartından ödemektedir. (daha&helliip;)

Etiketler:

Kasım 24th, 2007 | in Yaşam | Yorum Yapin

KÜLTÜR DİL VE EGEMENLİKTEN NE ANLAŞILIR?
Küreselleşme ve Türk dili üzerine iki üç hafta önce bir yazı kaleme almıştım.
Bu yazının sonunda Türk Osman’ın hikayesini aktaracağımı söylemiştim. Şimdi bu hikayeyi sizinle paylaşıyorum.

Osman Bey, sabah saat 7.00’de Casio masa saatinin alarmıyla gözlerini açtı.
Puffy yorganını kaldırdı. Hugo Boss pijamalarını çıkarıp Adidas terliklerini giydi.
WC‘ye uğradıktan sonra banyoya geçti. (daha&helliip;)

Etiketler:

Bürokrasi konusunun babası M. Weber aslında ideal bir bürokrasiyi asırlar önce açık seçik izah etmiştir.

Bürokrasi konusunda oldukça geniş tanımlamalar yapılmıştır. Ancak ideal anlamda tanımını yapacak olursam; Devletin (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , ,

Kasım 22nd, 2007 | in Siyaset/Politika | Yorum Yapin

Siyasal partiler bulunduğu toplumun tam olarak aynasıdır. Modern ve egemen iletişim ortamında bütün dünyadaki insanlar gibi halkımız da üzümün birbirine bakarak kararması gibi koro halinde birbirine benzeşmektedirler.

Özgürlükçü hükümleriyle bilinen 1961 Anayasası, siyasal partiler için şu ifadeyi kullanmıştır. “Siyasal patiler ister iktidarda ister muhalefette olsun demokratik ve siyasal hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır” Burada partilerin vazgeçilmez olması için iktidarda veya muhalefette olmasının hiçbir farkı yoktur anlayışı vardır. Oysa ki bu anlayışı 1982 Anayasasında görmemiz mümkün değildir. (daha&helliip;)

Etiketler:

Kasım 21st, 2007 | in Dil & Edebiyat | Yorum Yapin

Yeni yetme gençlerin cep telefonu mesajlarını, e postalarını, yazılı sohbetlerini gördükçe Türk Dili ve Türk Edebiyatı üzerine ağıtlar yazmak istiyorum. Bu pop ve sözde tiki gençlik kendilerine göre yaratmış oldukları eksiketek cümleler kurmayı, sesli harfleri yok etmeyi, kelimeleri bozarak söylemeyi maharet saymaktalar. Ayrıca her gün yine yeni hafifmeşrep dizilerdeki dramatik karakterlerden bu örnekleri harfiyen öğrenmekte ve bunu kendi içsel hayatlarında baskın olarak kullanmaktalar.

Bir koldan küreselleşme etkisiyle Türkçe üzerine Latin kaynaklı kelimeler saldırıp ve acımasızca yerleşirken, bir koldan da bu kelimelerin eksiketek yazılması, (eksiketek: sesli harflerin kullanılmayarak oluşturulan yazı türü) bir koldan da yine Türkçedeki kelimelerin bozularak aksan değiştirerek telaffuz edilmesi kültürümüzü dil bazında hepten törpülemektedir. (daha&helliip;)

Etiketler: