Ahmet Fidan Kişisel Resmi Web Sitesi
Bilgi paylaşıldıkça anlam kazanır

:: Archive for Ekim, 2007

 

Ekim 30th, 2007 | in Dil & Edebiyat | Yorum Yapin

Küreselleşme ve Türk dili üzerine önceki yazımda Türk Osman’ın hikayesini aktaracağımı söylemiştim. Şimdi bu hikayeyi sizinle paylaşıyorum.

Osman Bey, sabah saat 7.00’de Casio masa saatinin alarmıyla gözlerini açtı.
Puffy yorganını kaldırdı. Hugo Boss pijamalarını çıkarıp Adidas terliklerini giydi.
WC’ye uğradıktan sonra banyoya geçti. (daha&helliip;)

Etiketler:

Ekim 29th, 2007 | in Siyaset/Politika | Yorum Yapin

Onaltı yıl sonra yüzüncü yıldönümünü kutlayacağımız Cumhuriyet Arapça kaynaklı bir kelimedir. Cumhur kelimesinden gelmektedir. “Cumhur” ise halk demektir. Aslında bu halk niteliksiz bir halk değildir. Yoksa vatandaşlık bağı ile bağlı olmayan bir kitle kasdedilseydi buna teb’a veya ahali denirdi. O halde Cumhuriyet, vatandaşlık bağı ile bağlı olanların o devletin yönetiminin belirlenmesinde söz sahibi olmasıdır. Yani halkın egemenliğe bizzat kaynak oluşturması demektir.

Cumhuriyet ile demokrasi genel olarak aynı anlamı taşımaktadır. (daha&helliip;)

Etiketler:

Ekim 28th, 2007 | in Dil & Edebiyat | Yorum Yapin

Yerel ve Küresel Bağlamda Ölçeğin Belirlenmesindeki zorluklar…

Bilgi iletişim ve ulaşım teknolojilerindeki geometrik olarak artan oranlı ilerleme hızının ortaya koyduğu küreselleşme

sürecini çoğu kez insanların ‘aynılaşması‘ süreci olarak adlandırmaktayım. Elbette ki bu aynılaşma süreci iyi yönleri bulunsa da istenen ve makul görülen bir süreç değildir. Çünkü bu süreç insan türünün hatta canlı türünün farklılığının doğal haline ipotek koymaktadır. Bu durum doğanın asıl öz dengesine de aykırı bir durumdur.
Küreselleşme sonucu aynılaşan zevkler beğeniler, alışkanlıklar, yaşam kalıpları görünümler abartısız bütün bir dünyayı hızla sarmaktadır. Bu durum en çok ta ulusun ve özelde yerelin kimlik sorunuyla çoğu zaman birebir çatışmaktadır. (daha&helliip;)

Etiketler:

Ekim 27th, 2007 | in Dil & Edebiyat | Yorum Yapin

Bana bir kelime söyleyin, sadece o kelimeyi kullanarak cümle kurun diye bir soru yöneltilmiştir muhtemelen size. (Sorunun cevabı yazımın sonundadır.) Türkçe gibi sonradan eklemeli dillerin geliştirilmesi çok kolaydır. Ancak dil kültürümüze yeni yerleşen kelimelerin ne kadarlık bir toleransla içselleştirileceği, ne kadarının benimsenmeyeceği konusu kimsenin tekelinde değildir. Bu tam anlamıyla küresel etkiler ve Türk insanının genel kabulleriyle çok ta kısa olmayan bir zaman diliminde yer bulmaktadır. (daha&helliip;)

Etiketler:

Ekim 25th, 2007 | in Yaşam | Yorum Yapin

Ankara’dan kaynak/ödenek beklemek kamu bürokrasisinin en mümtaz bahanelerinden biridir. Bir devlet dairesinde çöp atmak için çöp bidonu veya kovası bulamazsınız. Çöp sepetini sorduğunuzda, ödenek yetersizliğinden bir şey alamıyoruz cevabını duyarsınız.Herhangi bir sorununuz olduğunda devlet dairesinde onun nasıl yapılamayacağını, ne engellerinizin olduğunu itina ile size anlatırlar. Bu anlatılanlar karşısında bir çözüm önerirseniz bürokrasi canavarları sizin bu çözümünüze mutlak surette bir veya birkaç sorun daha bulacaktır. Yani her halükarda işiniz olmayacaktır. İşte şu anki hükümet bunları kaldırmak için kamu yönetimi reformunu, kamu personeli reformunu, yerel yönetimler reformunu vb. bir dizi yasal düzenlemeler çıkarsa da zihniyetin değişmediği kamu personeli etik ve davranış eğitimi verillmediği sürece sorun hep devam edecektir. Bu durum öyle kronik hale gelmiştir ki, hükümetin kendisi bile icraatlarını yaparken çoğu zaman bürokrasiye takılmaktadır. (daha&helliip;)

Etiketler:

Ekim 24th, 2007 | in Siyaset/Politika | Yorum Yapin

Yüce insan Hz. Muhammed sav. Bir gün yakın arkadaşlarıyla Medine sokaklarında dolaşırken yol kenarında bir köpek leşi görürler. Diğer sahabeler (kokan) leşin yanından geçerken burnunu tutup hızla geçerler. Hz. Muhammed hiç istifini bozmadan leşin yanından geçerken şu mükemmel açıklamayı yapar. “Hayvancağızın dişleri de ne güzelmiş” Bunun üzerine diğer arkadaşları her zaman olduğu gibi Allah ve Rasulu daha iyi bilir derler.

Bu hadiseyi ne için aktardım tabi ki başlığa yazdığım terör ile ilgilendirmek için. Hiç kokmuş köpek leşi hakkında iyi söz edilebilir mi? İşte mesele burada. O yüce insan kokmuş köpek leşinin içinde bile güzele en yakın olanı rahatlıkla bulabilmiştir. İşte İslam budur. Sevgi ve barış dininin Peygamberi bu mesajı vermektedir. (daha&helliip;)

Etiketler:

Ekim 23rd, 2007 | in Yaşam | Yorum Yapin

“Şehitler ölmez, vatan bölünmez” nağmeleri duyuyorum etraftan,
Sana şiirler yazmak gelmiyor içimden, üzerine güller atmak nafile…

Postalının tabanındaki yarıklardaki çamur olasım gelir çıktığın yolda,
Veya palaskandaki kemerin iğnesi olam Memedimmm!
Sana nağmeler yazmaya haya ediyorum yine de, korkusuzcasına bakışlarının altında,
Keyfe keder dünyamda içtiğim çayımın rengindesin, beynimdesin şimşeklerimdesin.
Elde sensin, dilde sensin gönüldesin taçtasın, kahpelerin yüzünden revaçtasın. (daha&helliip;)

Etiketler:

Ekim 22nd, 2007 | in Siyaset/Politika | Yorum Yapin

“Referandum” halk oylaması demektir. Seçeneklerde içerikten ziyade kalıplar üzerinde oy kullanılır. Bu kalıp ta ya “evet” tir ya da “hayır” dır. Dün de buna benzer bir etkinlik düzenlendi ülke genelinde. Figüran millet te bu etkinlikte görev aldı.
Bendeniz bir kamu yönetimci ve siyaset bilimi derslerine de giren bir akademisyen olarak bu etkinliğin gerekliliğini kavrayabilmiş değilim. Hele ki bu oylama veya OYALAMA süreci garabetlikler içerdikçe hiçten anlayamadım.
Bir seçim olur daaa, o seçimin bir kısmı yapılmışken yani süreç devam ederken referanduma konu olan maddenin içeriği değiştirilirse, bu ya oyunbozanlık ya da mızıkçılık olur
Futbol oyununa başlandıktan sonra bu oyunun kurallarının değiştirilmesi ve bu değişen kuralın o oyun için de geçerli olması ayrı bir vahamet tir. Bu garip HALKOYALAMASI hükümetin bir utancı değildir. (daha&helliip;)

Etiketler:

“Her arz kendi talebini yaratır” ilkesi, iktisat biliminde temel bir ilkedir. İktisat biliminin a politik, a historik, a moral, ilkelerini de göz önüne alırsak bu bakış açısıyla olayı daha iyi değerlendiririz. Bundan 10 yıl önce, bilgisayar kıraathanelerinin ve seyirhanelerinin her mahalleye gireceğini, en küçük kasabaların bile ana caddelerinde Telsim Shop, veya Türkcel Plazaların boy göstereceği kimin aklına gelebilirdi ki. (daha&helliip;)

Etiketler: ,

Ekim 20th, 2007 | in Medya & İletişim | Yorum Yapin

İçi Boşalmış Elbise Kalabalığının Anatomisi
Pijama terlik televizyon ve elinde 33 lük tesbihin yerini alan cep telefonu ile milyonlarca insanımız modern dünyanın

dokunmatik ürünlerini kullanarak koro halinde kozadaki rolünü hakkıyla doğaçlamaktadırlar fark etmeden.
Bu yığınsal kalabalık, Müslümcü genç gibi bir önceki seçimde oy kullanan kırılası ellerini kemirerek hır çıkarmaya çalışıyor iç aleminde.Küçücük bireysel PTT OYUNUNUN doğaçlamasındaki bitme bilmez figüranlığını bir harakiri ustası gibi oynamaya devam ediyor. Oyun sürdükçe böğrünü jiletlemeye devam ediyor. (daha&helliip;)

Etiketler: