Bu yazıyı, önceki iki yazıyı okumadan okumamanızı öneririm.

Nanoteknoloji hakkında ve işlemcilerle birlikte gelişme ivmelerini ele aldıktan sonra teknolojinin açılımlarından da bahsetmekte fayda görürüm.

Nanoteknoloji Neler Yapar:

Uygun atomları ya da molekülleri doğru biçimde bir araya getirerek istenen yapıyı oluşturur, yapı bölümlerinin kontrollü biçimde kendi kendilerinin kopyalamalarını ve büyümelerini sağlar, canlı yapılara cansız yapılanların bir arada işlev görmesini sağlamaya çalışır. İşte bu nokta cybersapience insan türünün başlangıç noktasıdır. Organikle mekaniğin kesişim noktası bir anlamda.

Nanoteknoloji tabanlı projeler arasında bir hafta uykusuz kalabilmesine rağmen üstün performansından hiç bir şey kaybetmeyen süper askerler, insansız uçabilen ve arıza yaptığında kendini tamir edebilen uçaklar gibi çalışmaları örnek verebiliriz. Genel tahminlere göre 2015 yılında toplam nano teknoloji pazarının 1 trilyon dolara ulaşacağı hesaplanmaktadır
Doğal olarak bu durumda firmalar ve yatırımcılar, teknoloji patentleri almak için büyük uğraş içindedirler. Sadece 2003 yılında dünya genelinde 8 binin üzerinde nano teknoloji patenti alınmıştır.

Türkiye’de Durum Nedir?:

Türkiye’de sadece, Bilkent, ODTÜ ve ITÜ Sabancı, Gebze Yüksek teknoloji Enstitüsü’nde küçük çaplı çalışmalar bulunmaktadır. Bu konuda genel olarak Türkiye’de olaya bütün olarak bakılıp YÖK düzeyinde politika belirlenmeli ve Güçlü Üniversitelerin Anadolu’da yaygın olarak bu bölümleri açarak üniversite adayı gençliği bu bölümlere dikkati çekilmelidir.

Motor ve metallerde aşınma, sürtünme katsayısını sıfıra indirip, sürtünme ve yağlamayla ilgili teknolojileri kapsayan Triboloji’nin Türk dehası olarak tanınan birkaç kez Nobel ödülü kazanan Prof. Dr. Ali Erdemir, tüm dünyada çığır açacak yeni buluşu ise, yine nanoteknoloji kullanarak geliştirdiği yapay elmas özelliği taşıyan buluşuyla Nobeli R&D ödülünü üçüncü kez kazanmıştır.

Öte yandan, hafif ve dayanıklı nano materyallerle yapılacak otomobil, uçak, ve uzat araçları ile çok az enerji tüketimi ile daha uzun ve güvenli yolculuklar yapılabilecektir. Ayrıca doğada mevcut birçok teknoloji hayata geçirilebilecek.
Bütün bunlar, kirlenmeyen ıslanmayan elbiseler kaşıklar, çatallar, üretilebileceğinin yolunu açmaktadır. Araçların üzerindeki boyaların çizilmesi ve kaportaların aşınması sorunu da nano teknoloji sayesinde çözülecektir. İlave olarak, sağlık alanına yönelik yapılacak akıllı nano robotlar, hastalığın teşhisini koymada önemli görevler üstlenecek ve gerektiğinde hastalıklı bölgelere ilaç vererek tedavi gücünü arttıracaklardır. Yapı sektöründe de kendi kendini temizleyen pencerelerin üretilip piyasaya sürülmesi gündemde.

Nano teknoloji ile işlenebilecek gümüş, bakterilerin üremesini engelleyebilecek veya yaşamlarını zorlaştırabilecektir. Bu bütün hijyenik ünitelerde, üretim tesisi, hastane vb. yerlerde öncelikle kullanılacaktır.
Nano teknolojik çalışmalara bir başka örnek, Israilli bilim adamlarının projesidir. Israilli bilim adamları biyolojik molekülleri bir test tüpü içinde bir bilgisayar oluşturmayı başarmışlardır. Bu çalışma, bir milimetrenin onda biri hacmindeki su damlacığı içinde 1 trilyon bilgisayarın bir arada bulunarak aynı anda işlem yapmaları anlamına gelmektedir. Bu gelişmeler de yine bilgisayarla organik bileşimi sağlayan diğer önemli çalışmalardır.

Sağlık Sektöründe Neler Bizi Beklemekte:

Özellikle kanser tedavisinde nanoteknoloji yeni açılımlar ortaya çıkaracaktır. Yakın bir zamanda, kanser tedavisinde kullanılan kemoterapi ve radyoterapi yöntemlerinin ortadan kalkacağını söyleyebiliriz. Biraz konik gelebilir ama şunları da ilave edebiliriz. Nano konteynırlar ile ilaçların vücudumuzun istenilen bir bölümüne güvenli bir şekilde ulaştırabilmemiz mümkün olabileecektir.))) Dahası, Nano robotlar, hücrelerimizi onarıp, vücudumuzdaki bağışıklık sistemini kontrol altında tutabilecektir. Kemik içi protezler de bu teknoloji kullanılarak yapılacak. Kanser vakalarında nano partikülleri kanserli hücrelerin büyümesini önleyecek ve onları yok edecektir. Ayrıca ameliyatlarda kullanılan aletlerin geliştirilmesinden kimya ve elektronik alanındaki gelişmelere kadar nano teknolojinin kullanım alnı çok geniş. Vücudumuz içine yerleştirilebilecek nonorobotlar, metabolizmamızda ek bir bağışıklık sistemi de kazandırabilecektir. Hedef hücrelerin özellikleri tanımlandığında, örneğin grip virüslerine saldırabilirler ve metabolizma hastalanmadan virüs istilasını durdurabilir. Aynı zamanda vücuttaki her bulguyu rapor edip doktorluk da yapabilecektir.))

Benzeri çalışmalar yine tarım teknolojisinde de uygulanabilecektir. Kendi hijyenini kendisi sağlayan domatesler, salatalıklar üretilebilecektir. Meyve ve sebzelerdeki çekirdekler tamamıyla yok edilecek kabuk kalınlıkları istenildiği gibi ayarlanabilecektir.

Bütün bunları mizah teknolojisi bağlamında dile getirmemekteyiz. Bütün bunlar bu gün için projelendirilip önümüzdeki on sene içinde hayata geçirilecek çalışmalardır.

Nanobilgisayarlar Dönemi:

Yapılan araştırmalar, moleküler ölçekli elektronik uygulamaları ilk kez ‘parça’ düzeyinde çıkarıp, çalışabilen ‘devre’ düzeyine taşımaktadır. Ama 1 trilyon devreyi 1 cm² alana sığdırıp bağlantılarını geliştirmek, çalışırken moleküler yapılarının değişmesinin önlemek, bütün bunları hızlı ve ucuz bir biçimde yapmak pek de kolay görünmemekte. 1991 ‘de, bir Japon araştırmacı tarafından tesadüfen keşfedilen nanotüpler ise, Çelikten 10 kat güçlü, 6 kez hafif olan köprü, uçak ve uzay asansörü yapmaya çok uygun. Tek sorun, laboratuar kaynaklı en uzun nanotüpün 10 milimetre boyunda olması. Nanotüp yataklar ise hemen hiç sürtünüp aşınmamaktadır. Çünkü karbonun bütün kimyasal bağları kullanılmaktadır.
Günümüzde bilim adamları Kuantum mekaniği esaslarına göre çalışan, bilgisayarlar üzerinde çalışıyorlar. Kuantum bilgisayarlar silikon bilgisayarlara göre bir takım potansiyel üstünlüklere sahip olsa da, herhangi bir teknolojiyi geliştirmek için geçen zaman, azımsanmayacak kadar çok. Elektron tüplerden günümüz yongalarına ulaşmak ne kadar zaman aldıysa, belki çok daha fazlası Kuantum bilgisayarların kullanılır hale gelmesi için harcanacak. Kuantum bilgisayarları silikon bilgisayarlara rakip olabilir biçimde bir düşünce şu an için epey uzak bir tahmin. Ama Kloroform içindeki hidrojen ve klor atomlarının bizim için hesap yapması oldukça fantastik bir düşünce olsa da, bu mümkün. Kuantum bilgisayarlarında şu an mümkün olan en basit algoritmo gerçekleşebiliyor. Kuantum bilgisayarlarının ticari ve bilimsel amaçlarla var olması içinse uzunca bir süre beklememiz gerekebilir.

Hasılı, bundan yaklaşık yirmi sene önce, 8MHz hızında çalışan PC ‘ler kullanılıyor ve 3GHz gibi hızlara ulaşmak inanılmaz gibi görünüyordu. Acaba 10 sene sonra da o zamanlar 2.4GHz PC ‘leri kullanırdık diyerek gelinen noktaya inanamayacak mıyız? Bilim adamlarının yürüttüğü çalışmalar hiç durmadan devam etmekte. Atomları arasındaki bağlar ve bu bağlarda yapılacak değişiklerle ne gibi farklı sonuçlar elde edebileceği araştırılıyor. Bütün bunlara ülkemiz insanlarının seyirci kalmaması, aksine her alanda olduğu gibi nano teknoloji konusunda da belirli yatırımların yapılması mecburidir. Genel durum şudur ki, sektörde her zaman ilk olan kazanır. Yönetimi elinde tutar. Geç kalma lüksümüz bulunmamaktadır.
Mutlu yarınlar dileğimle.

Not:
Bu sitede yayınlanmakta olan yazılar https://www.yazarport.com, https://www.gunesgazetesi.net https://www.bilgiagi.net https://www.bilgievreni.com, https://www.siyasalforum.net https://www.gercekgazete.web.tr ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.

Etiketler: , , , , ,