Bu yazı siyaset konusu değildir. Bu yazı toplum bilim konusu değildir. Bu yazı Yaşam konusu değildir. Bu yazı spor olsun diye yazılmıştır.

Bir zamanlar, “benim kalabalığım senin kalabalığını döver” mantığıyla bidon kafalılarla göbeğini kaşıyanlar, kitlelerin meydanlardaki kalabalığı konusunda komik bir münakaşaya tutuşmuştu. Bu dönemde aklı evvel köşe yazarlarımızın biri bir kesim insana “bidon kafalı” yaratıklar lakabını takınca, karşı kesimden seçkinci kalemşörler de buna karşılık “göbeğini kaşıyanlar” benzetmesini yapmıştır.

İnanın her iki lakap ta aslında ses ve söz dizimi olarak hayli komik ve eğlenceli. Oysa ki bu kelimelerin altında yatan toplumbilimsel çizgi o kadar derin ki yazının konusunu da bu ayrımın fay hattı üzerinde yapılan dans ile ilgilidir.

Bidon kafalılar topluluğu, Tanzimattan beri var olan “İslamlaşmak” akımının avami ve geleneksel bir görüntüsüyken, göbeğini kaşıyanlar da “batılılaşmak” akımının günümüz temsilcilerinin keyfe keder ezici çoğunluğunu resmetmektedir. Türk toplumsal yapısında Ziya Gökalp’le belirginleşmiş bu akımlar siyasal hayatın temel rengini oluşturmuştur. Gerçi başlıkta kullandığımız iki kitlenin üçüncü sacayağından bahsetmedik. O da “Türkleşmek” akımıdır ki, bahsi geçen tartışmada bu akım çok fazla belirgin olmamıştır. Tarih ve edebiyat bilgisi canlı olanlar iyi hatırlar ki, Atatürk’ün de fikir haritasını oluşturan Z. GÖKALP bulunduğu toplumdaki yerini ifade etmek için, “Türk milletinden, batı medeniyetinden, İslam ümmetindenim” demiştir.

Şimdi başlıkta irdelediğimiz konu üzerine dönecek olursak, “bidon kafalılar” İslami kimliği baskın olan, geleneksel özellikleri baskın, kaderci ve munis karakterlerdir. Bu karakter kitlesi, biraz da tasavvufun etkisiyle her şeyi devletten ve büyüklerden bekleyen, tepkisini geç veren, verince de etkili ve derin darbeyle veren bir kitledir. Buna karşılık, “göbeğini kaşıyanlar” ise, toplumun emeğinin rantıyla geçinen, çoğunlukla hazırcı, tuzu kuru, keyfine düşkün, doğru yanlış her şeyi eleştiren, icraata gelince de elle tutulur bir katkılarının ürünlerinin olmadığı bir kitledir. Genelleme yapmak büyük haksızlık gibi görülse de bu kişilerin çoğu bu günkü, CHP çatısı altında toplanmışlardır.

Bu her iki karakter kitlesi bu günlerde yine tartışmalarda gündem olmaya başlamıştır. Tandoğan meydanı, bir kitlenin yığınak noktasıyken, Çağlayan meydanı vb. meydanlar da yer yer diğer kitlenin yığınak noktası olmaktadır.

Başta ikili olarak, çoğu zaman da üçlü olarak görülen bu üç kitle Türk Siyasal Hayatında kanlı kansız bir çok olay, savaş ve mücadelenin kaynağı olmuştur. Ancak artık küreselleşmeyle birlikte önümüzde duran devasa kapitalist sistem her üç kitleyi liberalleştirmiş ve İslamlaşma akımı, Engin Ardıç’ın tabiriyle “takkeli liboşlara” batılılaşma akımı da “sosyal demokrat liboşlara” “Türkleşmek” akımı da ulusalcı liboşlara dönmüştür. Liboş olmayan, yani liberalleşemeyen bu kitlelerdeki azınlık ise, sağdan ve soldan bir araya gelmiş idealist emekçiler olarak kendini göstermektedir.

Her üç eğilimin liberalleşenleriyle idealist çerçevede kalanlarının ortak davranışları bulunmaktadır. Her üç eğilimin liberalleşen kesimleri, temelde her şeye para ve menfaat olarak bakarken, liberalleşemeyen idealist azınlık ise, ekonomik sıkıntı ve sabit gelirleriyle, en başta kendileri olmak üzere her şeye direnmektedirler. Bu liberalleşmemiş/liberalleşememiş kitlenin çocuklarında bu direnç aynı oranda görülememektedir.

Bu kitlelerin toplumdaki dansı da farklıdır. Başlıkta atıf yaptığımız her iki kitleden, birincisi geleneksel halk danslarını kullanırken, ikincisi ise, sözümona çağdaş batı danslarını kullanmaktadır. Buna karşılık liberalleşemeyen dışsal anlamda mutsuz iç yapısında oldukça mutlu azınlık ise, bu danslardan hiç birini kullanmamaktadır.

Her üç kesimin yeni yetmelerin rengi, çatışması, çarpışması, dansı, duruşu ise, sanırım teknolojinin de etkisiyle gri renge ve egzantrik hareketere oldukça yakın ve yatkın olacaktır.

Sağlık ve bilinç dileklerimle.

Not:

Bu sitede yayınlanmakta olan yazılar https://www.yazarport.com, https://www.gunşesgazetesi.net https://www.bilgiagi.net https://www.bilgievreni.com, https://www.siyasalforum.net https://www.gercekgazete.web.tr ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz. 

Etiketler: ,