İstinaf Mahkemelerinin Kurulması Hızlandırılmalıdır!

Osmanlı’nın son zamanlarından başlamak üzere (1864) Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren istinaf mahkemelerinin kurulması ve kanun tasarıları hep olagelen bir durumdur.

1932 yılında İstinaf Mahkemelerinin tekrar kurulması yönünde geniş bir tasarı hazırlandı. Bu tasarıyı sırayla 1952, 1975, 1977, 1993 ve 2002 tasarıları izledi.

2004 yılında Türk Hukuk Sistemi açısından çok hayırlı bir adım atılarak İstinaf Mahkemeleri resmen de olsa kurulmuştur. 5235 sayılı 26.9.2004 tarihli bu yasanın adı, “Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun” idi. Kanunun 2004 yılında meclisten geçse de, yürürlüğe girme tarihi olarak 1 Nisan 2005 tarihi verilmişti. Yasa metni içinde bu mahkemelerin fiziksel anlamda kuruluşunun tamamlanması için geçici 3. maddede belirtildiği gibi, en geç 2 yıl gibi bir zaman verilmişti.

Ne var ki 2005 yılında yürürlüğe giren bu yasa halihazırdaki hükumet tarafından işletilmedi. Geline geline 2010 yılının sonlarına gelindi ve 2011 yılı başında hararetle İstinaf Mahkemelerinin Şiddetle kurulması yeniden gündeme taşındı. Tabi burada bu konunun hararetle gündeme gelmesinin en büyük nedeni, Hükumet ile Yargıtay arasındaki gerginliğin zirveye çıkmasıdır. 

Kanun, ilk maddesinde, kendi tanımını şöyle yapmıştır: “Bu Kanun, adli yargı ilk derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemelerinin kuruluş, görev ve yetkilerini düzenler.” Bu haliyle bölge idare mahkemelerine karşılık olarak İstinaf Mahkemeleri ihdas edilmiş, normatif olarak veya teorik olarak hukuk muhakemeleri usulu açısından sistematik bir  simetri sağlanmıştır.

Malum olduğu üzere, adliye mahkemeleri Medeni Yargılama hukukunda birinci derece mahkemelerdi. Birinci derece mahkemelerinde bağlanan kararlara itiraz doğrudan doğruya Yargıtay’a yapılmakta ve bu da Yargıtay’a inanılmaz bir yük bindirmekteydi. Hem Yargıtay’ın bu yükten kurtarılması, hem de giderek evrenselleşen yerelleşme olgusunun gereği olarak istinaf mahkemeleri her açıdan mecburiyet taşımaktaydı.

Bizim açımızdan acı veren durum, her konuda hızlı olduğunu söyleyen halihazırdaki iktidarın, böylesi önemli bir hizmetin geciktirilmesidir. Ya da bu yasa 2004 te çıkmasına rağmen, 2005 te yürürlüğe girmesine rağmen, 2 yıl içinde fiziksel olarak tamamlanacağı, yasanın geçici 3. maddesinde belirtilmesine rağmen ne oldu da bu kadar geciktirildi. Bu yıl yani 2011 yılı sonuna kadar bu mahkemelerin en azından 9 şehirde kurulması için ivedi olarak talimat verilmiştir.

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı olan kıymetli hocam Prof.Dr. Burhan KUZU bu gecikmede en büyük nedenin, hakim ihtiyacı olduğunu belirtmiştir. Malum olduğu üzere, AKP toplam 950 adet hakim ve savcı alımı için girişim başlatsa da bu Danıştay tarafından bloke edilmişti. İstinaf Mahkemelerinin özellikli bir mahkeme olması nedeniyle yasa yürürlüğe girse bile, uygulamaya geçilememiştir.

HSYK’nın yeni yapıya kavuşturulması ve Danıştay blokasyonunun dolaylı yoldan aşılmasıyla bu mahkemelerin yeniden yargılama hayatına girmesi sağlanacaktır.

Yalnız bu mahkemelerin 7.5 Milyon Euro luk AB hibe kredisiyle kurulmasının öncelikle doğu bölgelerimizden (Diyarbakırdan) başlanması, hatta inşaat tabelasının bile çok eski yıllarda konulması, siyasal açıdan oldukça manidar bir durumdur. Bu tür duyumların asılsız olmasını ümid ediyoruz. Daha düne kadar yargının eyaletleşmesi eğilimi kaygısıyla karşı çıkılan bu gün vazgeçilmez bur olgu haline gelen İstinaf Mahkemelerinin bir an önce hizmete girmesi ve Yargıtay’ın önünün açılması gerekmektedir.

Not:

Bu yazı, https://www.bilgiagi.net, https://www.bilgievreni.com, https://www.gazetecanik.com, https://www.kamudanhaber.com, https://www.siyasalforum.net, https://www.ahmetfidan.com ile, Halkın Sesi, Gazete Canik vb. kağıt bası gazetelerde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , ,