:: Eğitim
25 Mayıs Dünya Etik Günü ve haftası
Üzgünüm ki, “etik” kavramı yerine kullanılabilecek bir sözcüğü Türk Dil Kurumu maalesef üret(e)memiştir. Etik kavramı başta olmak üzere daha öncelikli olarak sözcük üretilmesi gereken kavramlar dururken “selfie” kelimesinin özçekim olarak ortaya konulması ne derece önceliklidir.
Kamu kurumlarımız içinde belki de en proaktif olması gereken kurum “Türk Dil Kurumu” dur. Ama TDK bırakın proaktif olmayı, çoğu zaman reaktif bile olamamaktadır.
2008 yılından itibaren her yıl 25 Mayıs gününün ülke genelinde “Etik Günü”, aynı günün yer aldığı haftanın da “Etik Haftası” olarak kutlanmasını kararlaştırmıştır. Etik konusu son on yılda daha da önem kazanan bir olgudur. Din ve ahlak olgularındaki değişim kısmen çözülme karşısında Felsefî temelleri de olan “Etik” kavramı, insanları sosyal yaşamda ve iş yaşamında çizgiye sokan, adeta had bildiren bir olgu haline gelmiştir. (daha&helliip;)
Etiketler: ahlak, din, etik, etik ahlak ilişkisi, etik düzenlemeler, etik ilkeleri, etik şartı, insan, kurum, maneviyat, Toplum, yaşam etiği
Mayıs 12th, 2014 | in
Eğitim,
İş yaşamı |
Yorum Yapin
Yüksek Öğretim Kurumları Etik Değerler ve İlkeleri Taslağına İlişkin Değerlendirmeler:
- Etik Değerler ve İlkelerin Amacı ve Kapsamına İlişkin:
12 Eylül 1980 askeri darbesi ve bu darbe ürünü olan 1982 Anayasası kurumu YÖK, Türk Yükseköğretim sisteminde bir dönemönemli -hatta hayati- misyonu yerine getirmiştir. Ne var ki, bilişim ve ulaşım teknoloji yoğun bir eğilim içinde, halihazırdaki YÖKkurumsallık boyutundan koordinasyon ve denetim boyutuna çekilmelidir. Bu genel çerçeve içinde “Etik Değerler ve İlkeler” in belirlenmesi önemli bir eksikliğin tamamlanması olacaktır. Burada önemli gördüğümüz husus şudur ki, etik ilkeler ve değerler, sadece YÖK merkezli değil, Türk Yükseköğretim sistemimizin diğer dünya ülkelerinin yükseköğretim sistemlerirle (daha&helliip;)
Etiketler: Eğitim, etik değerler, etik ilkeler, Toplum, yök, yök etik değerler
Hakan ŞÜKÜR AK Parti’den İstifa Etti! Bu haber sinir uçlarını nasıl etkileyecek? Bardağı taşıran kaçıncı damla?
Cemaat – Parti çatışmasında sosyal medyada duvar yazılarım ve twitlerimde ara ara dokundurduğum AT İZİ, İT İZİ, HANGİSİ HAK İZİ cümlelerimle canlanan serzeniş aslında son derece girift bir uyutma oyununun arasındaki gece yarısı uyanmasıidi. Gece yarısı uykusundan uyanılacak, bir bardak su içildikten sonra tekrar yön değiştirerek uyumaya devam edilecekti.
Bu gün itibarıyla yaşanılan durum, gelinen nokta, ikili bir strateji oyununda birinin ipinin çekilip birinin tercih edilmesiydi.
Bu süreçte, Amerika zoru başarıyor aslında. Zira bir partiyi bölüp yıkmak çok daha kolaydır. Bu iş, yakın geleceğe bırakılarak zor başarılmalıydı. Burada kimse anlamak istemiyor ama, asıl itabarsızlaştırılmaya çalışılan hatta ipi çekilen (daha&helliip;)
Etiketler: ak parti, Cemaat, Gülen Cemaati, parti, Siyaset, Toplum, uluslararası ilişkiler
Dediler ki, “eğitişim” diye bir kavram mı olur.
Dedim ki, yılların yönetim kavramı dururken “yönetişim” kavramı oluyor da neden “eğitişim” kavramı olmasın. Öğretirken öğrenmeyi ve işbirliği içinde eğitim faaliyeti yürütmeyi kim yok sayabilir ki!
Kısa bir zaman aralığı kapsamında geriye ışık tutacak olursak, bundan otuz yıl önce yönetişim kavramı yoktu. Çünkü yönetim klasik anlamda yürütülen, yöneten ve yönetilen kavramlarıyla anlamlanan bir olguydu veya faaliyetti. Bu gün ise Toplam Kalite Yönetimi, Amaçlara Göre Yönetim, Sistem Yaklaşımı gibi birbirinden farklı bir çok yönetim kavramı ve tarzı ortaya çıktı.
Eğitim kavramına geldiğimizde, onyıllar öncesinde Eğiten ve Eğitilen(ler) bir araya gelerek eğitim faaliyeti gerçekleşiyordu. Çok doğal olarak buna “eğitim” diyorduk. Şimdilerde ise, mekan, suje, araç ve obje faktörlerindeki başkalaşım ve asimetrik değişimler “yönetişim kavramının doğmasını zorunlu hale getirmiştir. (daha&helliip;)
Etiketler: eğiltim, Eğitim, eğitim teknolojileri, eğitişim, eğitişim kavramı, klasik eğitim, modern eğitim, tekno-eğitim
Nisan 29th, 2013 | in
Bilim & Teknoloji,
Bilinçlenme,
Çevre & Doğa,
Eğitim,
Felsefe,
Fütüroloji,
Sağlık,
Toplum,
Ulaşım & Trafik,
Yaşam |
Yorum Yapin
Bu Günün Sorunlarını Çözmek Prim Yapmıyor, İşte Yarının Sorunları
“Sakalım yok ki dinlensin” sözünü söylemekten de, dinlemekten de sıkıldım. Öyle ki, belki bir çözüm olur diye sakal bıraktım. Şimdi sakallıyım ve sözlerimin dinlenip dinlenmeyeceği konusunda
test dönemine girdim. Bu günün sorunlarına ilişkin nelere dikkat çektim ve neleri önerdiysem DİNLENMEDİ. O zaman senin önerilerin çürük demek ki” diyebilirsiniz. Ama buna hakkınız yok. Çünkü ortaya koyduğum öneriler, BU GÜN İÇİN gözardı edilirken, en geç on yıl içinde aynısıyla uygulanmakta. Sanırım benim insanlarla ve/veya toplumla kronolojik bir problemim var. İşte ben de bu problemi biraz daha dramatize etmek istiyorum.
Bu günün değil yarının önemli sorunlarından birkaç tanesini dile getirmeyi düşündüm. (daha&helliip;)
Etiketler: çözümler, cyber, cybersapience, etik sorunlar, fütüroloji, gelecek bilimi, insan, mekatronik, sorunlar, sporcu etiği, teknoloji, Toplum
“Öğretmene Varamadım,
Naylon çorap giyemedim, aabum aabum gız aaabum.”
Geçenlerde ÖSYM’nin yaptığı LYS sınavında tanıştığım bir öğretmen arkadaşımdan duyduğum bir cümle yazının konusunu oluşturuverdi. Öğretmenlerimizin veya eğitimcilerin sorunlarını konuşmak için 24 Kasım harici bir gün belirlemiş olmaktan özür diliyorum.(!) Öyle ya, öğretmenin veya eğitimcinin sorunları ancak bu tarihte gündeme getirilir. Eğitim ve öğretime dair bütün cilalı laflar ve ritüeller (daha&helliip;)
Etiketler: Eğitim, eğitimin önemi, Ekonomi, öğretmen maaşları, öğretmenler, Toplum, Yaşam
Kişisel ve Kurumsal İmaj (İmaj Oluşturma / Yaratma ve İmaj Yönetimi)
Bireylerin ve / veya kurumların (örgütlerin, firmaların, organizasyonların, kurumların, kuruluşların) en çok ihmal ettikleri konulardan birisi de imaj oluşturma ve imaj yönetimidir. Bu sihirli değnek bu gün için büyük sonuç vermese de orta ve uzun vadede bireysel ve kurumsal açıdan hayati sonuçlar doğuran bir faktördür.
İmaj, bir kişi ve/veya kurum hakkında başka bir kişinin veya kişilerin ilk elde kafasında oluşturduğu izlenimdir. Bu izlenim, görme, duyma veya hissetme anında başlar, zamanla yerleşik hale gelir. Bu açıdan (daha&helliip;)
Etiketler: bireysel imaj, İMAJ, imaj maker, imaj oluşturma, imaj tasarımı, imaj yaratma, imaj yönetimi, kişi imajı, kişisel imaj, kurumsal imaj, organizasyonel imaj, örgütsel imaj, şirket imajı
Ööööörrrrtmeniiiiiiiiiiim! hitabıyla başlarlar eğitime.
İlk mesaileri şüphesiz kendilerine yapılan hitabı düzeltmekle başlar.
İlk okula adım attığımız okulun basamaklarına ilk çıktığımız günleri hatırlayalım isterseniz.
O günün heyecanı, korkusu, endişesi hala hatıralarımın unutulmazları arasında.
Benim okula başlamam okuma yazmayı öğreneceğimin heyecanından değil sınıfın içine ilk girmemden kaynaklanan bir endişeydi. Zamanla öğrendim, bana emir verme, bağırıp çağırma, çemkirme hakkına sahip bir kişiyle beş yıl boyunca sekiz ay sürekli olarak birlikte olacağımın önemini. (daha&helliip;)
Etiketler: 24 kasım, Eğitim, kutlama, öğretmen, öğretmenler günü
Bir de baktım ki, 1990 yılının başlarından 2012 yılının sonlarına doğru yaklaşık olarak iki bine yakın köşe yazısı yazmışım. Bunların arasında, yaklaşık olarak son 5 yıla yakındırgeleneksel hale getirmiş olduğum 'pazar yazıları'mın sayısı da 2005 öncesini de dahil ettiğimde, 200 ü bulmuş durumda.
Pazar yazıları olarak eski başlıklarımın tamamına baktığımda, konu çeşitliliğine bakarak yazılmamış birşey kalmamış diyebilir miyiz? Tabi ki hayır. Çünkü, hayat, milyarlarca olay, insan, yer, tür arasında yazılmışlar ne ifade eder ki. Bunca çeşitliliğe rağmen, (daha&helliip;)
Etiketler: ahmet fidan, kalem, kelam, pazar yazıları, pazar yazısı, söz, yazı, yazı üzerine, yazılmamış şeyler
Geçen hafta Yavuz Bülent Bakiler'in bir sohbetine tanık oldum. Kendisi Sivas'ın bağrından yetişmiş sayısı binlere varan Sivas'lı ünlü şairlerdendir. Sivas ise eğer konuşulan, akla ilk gelen Sivas'ın şairidir. Neyse…
Babasından gün görmemiş değerli üstadımız. Çocukluğunu yaşayamamış. Terbiyesi bozulmasın diye yüzüne bile bakmamış doğru dürüst babası. Çoğu Anadolu evladının yaşayamadığı gibi. Babasından gün görememesi, sevgi görememesi karşısında o çocuklarına tam tersine yumuşak davranmış.
İşte buydu. Jenerasyonlar arasındaki bozulma sürecinin hatası ortaya çıkmıştı.
Peki yıllara göre baba – anne kısaca ebeveyn rolleri nasıl değişime uğramıştı. Sosyolojik olarak aşağıdaki gibi kabaca bir saptamada bulunabiliriz. (daha&helliip;)
Etiketler: insan, Psikoloji, sevgi, Toplum, yansıtma