
Resim: Kamusal İtibar ve Kent Vizyonu
Kamusal İtibar ve Kent Vizyonu
Kentler, ülkelerin uygarlık elçileri ve tercümanları olmuştur insanlığın toplu yaşama geçmelerinden bu yana. Devletler kentsel kamusal alanları ve mekânları kamusal ihtiyaçların giderilmesi için inşa etse de bu alan ve mekânlar çoğu zaman bir uygarlığın gelecek nesillere ve uygarlıklara taşıyıcısı olarak da görülmüştür. Bu yapıların özellikle taştan inşa edilmesi uygarlıklar arası kültürel geçişimi daha belirgin hale getirmiştir.
Çoğu zaman da dünya üzerinde farklı devletleri yöneten erkler, kamusal itibarın ve ihtişamın, hatta tiranlaşmış erkin gücünün empoze edilebileceği mekânlar olarak görmüşlerdir. Bu bağlamda, ‘devlet’ otoritesi, insanların sulh ve sükûn içinde yaşamaları için var olan bir araç olmaktan çıkıp amaç haline gelmiştir. Türk-İslam kültürü de “ulü’l emre itaat” ve “devlet ebed müddet” algı ve inançlarıyla, devasa saraylar ve tapınaklar yaptırmış ve gücü bu mekânlarla adeta kutsallaştırılmaya çalışmıştır. Devamını Okuyun