Kaç Kuruş Psikolojik Servetiniz Var!

 

Ekonomik Zenginliğin Psikolojik Sefaleti:

Bırakın Ekonomik Zenginliği, Kaç Kuruşluk Pisikolojik Servetiniz Var A Kuzum!

Zengin ve fakir sözcükleri ne kadar anlamsızlaşır bazen.

Amansız bir hastalıkta, yığın yığın kitlenmiş trafikte, sevdiğinin çulsuz bir sevgiliye kaçısında, paranın veya servetin çaresizliğe ümitsiz bakışlarla el açısında görürsünüz bu sefaletleri.

İliklerinize işler gerçek zenginliğin katmanları, gözünüzün önüne gelir perde perde.

Paranın satın alamadığı ne varsa çap çap saymaya başlar psikolojik servet sahipleri, parayla paralanmış, insanlıktan yaralanmış yürüyen elbiseleri kat kat katlarlar, hallaç pamuğu gibi atarlar göğüslerini gere gere.

Hep, konuşmalarımın, yazılarımın konusudur. Eşim dostum, arkadaşlarım bilirler, okurlarım bilirler. ‘En güzel köşklerin, yalıların, dubleks tribleks villaların malikanelerin gerçek keyfini veya mutluluğunu, uşaklar, şoförler, temizlikçiler, bakıcılar, mürebbiyeler çıkarırlar’ derim. Malikanelerin hizmet elemanlarının mutfak yanındaki sofralarının mutluluğu, yine o malikanelerin en lüks salonlarının beyaz havyarlı binbir çeşit sofralarından çok daha sıcak çok daha özlüdür oysa. Çünkü onlar, bakınca gözden değil özden bakar, çünkü onlar, dudaklarıyla değil yürekleriyle gülümserler, çünkü onlar, içlerini bıçak keser gibi paylaşmazlar, paylaşmadıklarında içlerini bıçak keser.

Büyük salonların, baloların, kokteylllerin, şaşaalı, gösterişli parlak, markalı kıyafetlerine yapışmış şuh kahkahaların aslında gerçek mutluluğun tadına varamamanın haykırışları olduğunu hissetmezsiniz, bilakis bilirsiniz. Ve o tören veya seremonilere hapsolmuş sözde mutluluklar, hayatın diğer zamanlarındaki derin mutsuzluklarının bataklığına saplanmıştır, parıltılı gecenin derinliğinin devam eden korkunç karanlıklarındaki gibi.

Paranın sayılabilir olması ne kadar kolay, mutluluğun sayılamaz olması ne kadar zor ise, gözlerinin içini para, çıkar veya menfaat bürümüşlerin gözlerindeki yapaylıkları görmek o kadar kolay, mutluluğu yakalamaya, keşfetmeye olan mesafelerini kestirmek ise bir o kadar zordur.

Zenginlik ile mutluluk, hep birbirine kavuşmak isteyen hemen hemen asla bir arada yaşayamayan, birbinine tahammül edemeyen iki partnerdir aslında. Maddi zenginlik arttıkça psikolojik fakirlik artmakta, psikolojik zenginlik arttıkça, maddi zenginlik yok olmakta.

Geçen günlerde bir arkadaş malını mülkünü saymıştı bana. Daha doğrusu saymaya yeltenmişti. O bir bir saymaya başlarken, ben sonunu beklemeksizin, “ya mutlu…..” luğunu sağlayan psikolojik servetin ne kadar deyiverdim aniden. Çakılıverdi gözbebekleri yüzünün üzerine, önce derince sustu ve ardından üç kere titrek bir iç çekişle nefes aldı ve bana “lütfen daha fazla soru sorma diye gözleriyle yalvardı. Aslında niyetim utandırmak değildi. Belki ikisini birden yaklayabilmiştir ümidi ile soruvermiştim sorumu. Neyse ki, havaların soğukluğu, yüz yılın soğuğu hızır gibi yetişmişti mevzuyu değiştirmek için. Ben se gülümsedim. Gülümsedim ve onu da, ekonomik servetinin mevzusunu da gönlümün psikolojik yorganıyla örtüverdim.

Öyle ya, söylemeye ne hacet var çoğu şeyi. Gören görür, hisseden hisseder.

Her pazar gününün klasiği olan pazar yazılarımın eşliğinde köpüklü pazar kahvenizin ilk yudumunun lezazetini nefasetini tadarken,  psikolojik servetin neleri satın alabileceğini vurgulamak istemişimdir hep. Ve, psikolojik servetinizin alabileceklerini hissettirmeye çalışmışımdır hep.

Dışarıdaki yüzyılın soğukları, kahvenizin sıcaklığı ve gönlünüzün sıcaklığının yanında ne ki. Özden ve daim mutluluklar kat kat psikolojik servetler sizin olsun. Mutlu pazarlar efendim.

Not:

Bu yazı, https://www.bilgiagi.nethttps://www.bilgievreni.com, https://www.gazetecanik.com, https://www.kamudanhaber.com, https://www.siyasalforum.nethttps://www.gercekgazete.web.tr, https://www.ahmetfidan.com ile, Gerçek Gazete, Balıkesir Demokrat, Gazete Canik vb. kağıt bası gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.

Etiketler: , , , , , ,