Sosyal Bilimler Sona yaklaşıyor. Sosyal bilimler gelişeceği kadar gelişti. Yeni açılımlar oldukça kısır. Bu nedenle yeni yetişen gençlerimiz yavaş yavaş sayısala doğru kayacak.

Peşinen şunu söyleyebiliriz ki, yeni yetişen yavrucuklar MATEMATİĞİ SEVMEK ZORUNDASINIZ. Allah’a şükür ki, benim zamanımda bu eğilim yaşanmadı. Yoksa İlk tercihlerimle girdiğim Siyasal Bilgiler Fakültesini kazanamazdım.
İlk çağlarda bilim bir bütünlük içindeydi. Farabi veya İbn-i Sina filozof (felsefeci) oldukları kadar, aynı zamanda tıp, mühendislik hatta astronomi hatta hatta astroloji konusunda da derin bilgi sahibiydiler. Aristo, hem kamu hukukçusu, hem siyaset bilimci, hem felsefeci hem tarihçiydi. O zamandan bu zamana köprünün altından çok sular akmakla kalmadı, köprü de, ahşapken taşa, taşken, betona betonken demire, demirken plastik alışıma, ve daha sonra da dijitale döndü. Sular akarken köprü de görünüm olarak aktı tarih boyunca.

O günün şartlarında genel bilgi hacmi bilgisayar dilinden 100 kilobayt iken bu gün sadece mühendislik alanında 1.000 terabayt lar ölçeğine ulaşmıştır. Fakat bütün bu gelişme sürecinde fen bilimleri aritmetik hatta geometrik olarak gelişirken, sosyal bilimlerde bilimin genişlemesi durma sürecine doğru yaklaşmıştır. Bu gün için işletme kitaplarında, olsun kamu yönetimi kitaplarında olsun hala F. Taylor’un M. Weber’in doktrinleri anlatılmakta veya baz alınmaktadır.
Oysa ki mühendislik alanında yer çekimi kanununun veya suyun kaldırma kuvveti ilkesinin veya cisimlerin eylemsizlik prensibinin üzerine devasa teoriler geliştirilmiş, yepyeni teoriler uygulama alanları veya sektörler doğurmuştur.

Sosyal bilimler, sadece varolanın tespiti, tarihsel ve arkeolojik kalıntıların araştırılması, farklı alanlarda istatistiki envanterlerin yorumlanması ve sonuçlandırılması vb. birkaç alanın dışında gelişme alanı kalmamıştır. Halihazırda yaşayan bilim emekçilerinden bu konuda çok köklü bir itiraz getirilebilmesini bile beklemiyoruz artık. Bu varsayımlarımızın üzerine şu aktüel bilgiyi ilave edersek en azından Türkiye’deki eğilimin nerelere gittiğini görebiliriz.
İşte haberimiz:

ÖSS 2008 DEKİ SON DEĞİŞİKLİKLER

2008 ÖSYS klavuzunda arkeoloji bölümü sözel-2 puan türünden EA-2 puan türüne geçti. Sözel öğrencileri, MAT-2 testinden de soru çözmek zorunda kalacak. Sözelci öğrenciler hem SÖZ-2 (örneğin;Halkla ilişkiler, coğrafya, basın yayın vb.) hem EA-2 puanlarıyla (arkeoloji gibi bölümler) tercih etmek istediklerinde 195 dakikada 210 soruya yanıt vermek zorunda kalacaklar. Bu söz öğrencileri için dezavantaj oluşturuyor.

– Çocuk gelişimi ve eğitimi bölümü ea-1 puan türünden ea-2 puan türüne geçti.
– İşletme bilgi yönetimi ea-2 puan türünden ea-1 puan türüne geçti.
– Reklamcılık bölümü ea-2 den söz-2 puan türüne geçti.
– Su ürünleri bölümü, Su ürünleri mühendisliği olarak değişti.
– Peyzaj mimarisi ve kentsel tasarım bölümü ea-2 puan türünden Kentsel tasarım ve peyzaj mimarisi olarak say-2 puan türüne geçti.
– Su ürünleri yetiştiriciliği gibi bir bölüm su ürünleri mühendisliğine dönüştürülmüştür.

Gördüğümüz gibi, bilim dalı puan ağırlıklandırmaları, sosyalden eşit ağırlığa, eşit ağırlıktan sayısala doğru yürütülmektedir. Bu süreç gittikçe yürümeye deva edecektir. Şimdiden ebeveynlerimize çocuklarının matematik ve fen alanlarında sıkı hazırlamalarını öneririz.
Esenlik dileklerimizle.

Not:
Bu sitede yayınlanmakta olan yazılar https://www.yazarport.com, https://www.gunesgazetesi.net https://www.bilgiagi.net https://www.bilgievreni.com, https://www.siyasalforum.net https://www.gercekgazete.web.tr ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.

Etiketler: , , , ,