Ahmet Fidan Kişisel Resmi Web Sitesi
Bilgi paylaşıldıkça anlam kazanır
Nisan 4th, 2017 | in Hukuk, Siyaset/Politika, Toplum, Yaşam | Yorum yapin

Cumhurbaşkanlığı Sisteminin Uygulanmasına İlişkin Zorunlu Gereklilikler

 

Başkanlık (Cumhurbaşkanlığı) Sisteminde Kuvvetler Ayrılığı ilkesi Kapsamında Egemenliğin Dağılımı ve  Demokratikliği Açısından Seçim Sistemlerinin önemi, Merkezi ve Yerel Yönetim Seçimlerinde Ön Seçimin Önemine İlişkin Birkaç Husus:

Türk yönetim tarihimiz boyunca geçerliliğini koruyan, “ulul emre itaat” deyimiyle siyasal hayatımızda bu güne kadar gelmiş toplumsal siyasal psikoz, gerek kadim Selçuklu gerekse Kadim Osmanlı devlet, hükümet ve bürokrasi geleneğinde yerini korumuştur. Son 950  yıldır tabanda (avamda) ve tavanda (havasta) yerleşik hale gelmiş bu psikoz yasama, yürütme yargı erklerinin kendi zamanına göre kendine (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , ,

 

Tuğla Gibi Yazı, Sakın Okumayın! Bir Dramatik ve Trajikomik Tekerleme Modunda Öykü

İnat ettiyseniz okumak için, okuyun öyleyse. korkunun ecele faydası yok.

Hollandalı bir arkadaşım ne yapıyosun diye sordu, ben de: Signalle dişimi fırçalarım kendi kardeşimi ısırmak için, rama yağı yerim göbeklenmek, elidor kullanırım, kepeklenmek için, lipton içerim dudaklarımı yakaraktan, zavallılığımıza bakaraktan, domestos kullanırım, kirlenen siyaseti temİZLEMEK için, ing banka giderim cüzzamımı alıp inek gibi
arslanın kuyruğuna takılırım, kendim üretmem bunları, lÜXüme takılırım.

 

(bu ürünlerin hepsinin hollanda ürünü olduğu söylenir. Sermaye bu, kafa tutmaya gelmez, tokatlar adamı… Ey milletim, kaç markanız var, Etiden, Ülkerden, Torkudan başka. Bunların da ağırlığı (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , ,

 

Yerel Kamusal Hizmetlerde Maskülen Uygulamalar ve Maskülen Sorunlar

Yerel Kamusal Hizmetlerde Maskülen Uygulamalar ve Maskülen Sorunlar

 

İkibinli yıllara kadar sürekli olarak konuşulup tartışılan ve 2005 yılından itibaren gerçekleştirilen Yerel Yönetim Reformları, 1930 tarihinden bu yana süregelen yerele ilişkin kronik sorunları bir dizi hukuksal  düzenlemelerle çözmeye çalışmış yapılan tüzel çalışmalarla
bu günkü haline getirilmiştir.

Son elli yılda, küresel demografik, teknolojik ve kentsel gelişme ve ivmelenmelerin bir sorucu olarak ortaya çıkan mekanların daralması, iletişim teknolojilerindeki baş döndürücü gelişme nedeniyle “teknosfer” deki hızlı yoğuşma, lineer çözümlemelerin yanında vertikal çözümlemeleri zorunlu kılarak kentsel tasarımları yeni baştan gözden geçirmek zorunda bırakmıştır. Bu bağlamda, Birleşmiş Milletlerce yürütülen (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , , , ,

 

Bir Kent Kültürü: Biii-sik-lett-lenn-mee-lii-yiz!

Bir Kent Kültürü:
Biii-sik-lett-lenn-mee-lii-yiz!

2000 li yıllara kadar ışıltılı ve conconlu kentler, onca cazibesiyle taşradaki ve kırdaki her bireyin hayaliydi. İkibinli yıllara kadar kentte bazı sıkıntılar olsa da yaşama imkanı hala bulunuyordu.

Dakikada bir motorlu taşıtın trafiğe çıktığı gerçeğini göz önüne aldığımızda, Türkiye ve bu gibi ülkelerde artık kent merkezlerinde yaşamak neredeyse imkansız hale gelmiştir. Yerel yönetimler buna ilişkin olarak toplu taşım sistemleri üzerine odaklanmışlardır. Buraya kadar ezbere açıklamalar yaptık. Şimdi ifadenin ezber bozan kısmına gelecek olursak, artık kent merkezlerindeki nüfusu maalesef hangi tür olursa olsun, toplu taşım sistemleri dahi kaldıramamaktadır.

Düne kadar lineer (yatay) ulaşım ve dağıtım sistemleri, 2000 li yıllardan sonra, yerini vertikal (düşey) ortamlı sistem tasarımlarına bırakmıştır. Yani sizin anlayacağınız, yer altına, üst üste iki kat, üç kat raylı ulaşım sistemleri inşa edilmeye başlanmıştır. Ağır raylı sistem, hafif raylı sistem, cadde tramvayı gibi vertikal tabanlı çözümlemeler (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , ,

Ocak 8th, 2017 | in Bilinçlenme, Eğitim, İş yaşamı, Kent/Şehir, Kültür ve Sanat, Pazar Yazıları, Psikoloji, Toplum, Yaşam | Durun, Gitmeyin! için yorumlar kapalı

 

Pes Etmeye Yeltenenler, Durun, Gitmeyinn!

Pes Etmeye Yeltenenler, Durun, Gitmeyinn!

 

Ülkemizde bir yığın yanlışları gördükçe kaçasınız geldiği olur. Değiştirmeye düzeltmeye gücünüzün yetmeyeceği türden. Hayır öyle değil aslında. Yurdumuza sahip çıkıp, mutluluğu biraz da yakında tanımlayarak güzellikleri burada yaşamaya çalışmak en doğrusu.

İnternet medyasında, sevgili Cem Boyner’in yazmış olduğu yaygın olarak geçse de gerçekte ona ait olmayan fevkalade güzel bir yazı okudum. Virgülüne bile dokunmadan sizlerle paylaşıyorum.

Durun, Gitmeyin!

Bir yöneticinin  personeline gönderdiği (iddia edilen) yazı:
Herkeste bir gitme arzusu. Dolar uçuşa geçmiş, başkanlık tartışmaları canını sıkıyor, sınırımızda savaş, içeride terör belası, biliyorum…
Ama, nereye gideceksin ki zaten? (daha&helliip;)

Aralık 17th, 2016 | in ahmet fidan, Siyaset/Politika, Toplum | Yorum yapin
www.yazarportal.com-siyah-beyaz-turk-bayragi

İnadına Biriz ve Bütünüz

Düşmanın övdüğü dostum olamaz, düşmanımı öven dostum olamaz.

Türkiye’nin savaşa girmesi için elinden geleni yapmaktalar.
Asıl amacın, Türkiye’nin parçalanması olduğu zaten bilinmete. Bunun için, en kolay yol, elbette ki terör. Ama bu topraklarda yaşıyorsak, bu toprakların üzerinde kurulu bulunan TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ’nin yönetimi olan meşru hukumetine siyasi olarak oy verelim veya vermeyelim, böylesi zamanlarda sahip çıkmak vicdani, insani görevimizdir.
Yurdunu seven herkes bu ülkenin zararına yol açacak amacı ihanete varan fiil ve davranışları görürse devletin meşru denetim organlarına bildirmelidir.

(daha&helliip;)

Etiketler: , , , ,

arada kalanlar arada kalmalar

arada-kalanlar-arada-kalmalar

Arasatın Çirkin Yüzü de diyebiliriz ona.

Arada kalır insanlar, bir çok bakımdan bir çok sebeplerle.

Çildi kırıştırır, yaşlandırır, kalbi buruşturur, yüzü düşürür, saçı ağartır, kalbi çıkmazlara sokar.

Arada kalanlar.

Nelerin arada kalmasına merak ederseniz, yüzlerce renk kartelasında renk beğenmek gibi en tatlıcasından…

Partiler arasında arasında arada kalırsınız.

Zorunda olduğunuz için gidersiniz seçim sandığına. Adımlarınız sizi cenazeye gider gibi taşır

Formaliteden işlemleri yaparsınız. Arada kalmışsınız bir kere. Bir yığın düşünce, bir yığın ideoloji

Ve o saklı kabine girdiğinizde boş boş bakarsınız pusulaya, hangisine versem kime versem niye ki dersiniz. (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , ,

Kızılötesi, Morötesinin Komşusudur.

Hayatı takmak istemeyebilirsiniz, ama hayat taktırır.

Koyar yumruğunu vurur masaya.

Öyle okkalı laflar, beylik sözler söyleyebilirsin tabi.

Çünkü konuşmak kolay.

Ağzı olan bunu keyifle yapar.
Ama hayat, yediriverir o lafları çoğu zaman.
Hatta yemek istemesen bile ellerine yüreğine,
mecaline bastırarak yedirir zorla bağırta bağırta.
Bazen de beceriverir hayat seni. Belini incitmeden ve gülümseyerekten.
*****
Kim mi hayat. O hiç belli olmaz, bazen patronun, bazen işçin, bazen müşterin, bazen öğrencin-hocan, bazen kocan veya karın, bazen komşun, bazen baban-anan, bazen çocuğun, bazen eşin, bazen dostun… (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , , ,

Ekim 21st, 2016 | in Hukuk, Siyaset/Politika | Yorum yapin
baskanlik-sistemi

Başkanlık Sisteminin Emniyet Sübapları

Dünyada çoğu ülkeye baktığımızda, en tepede, ya başkan, ya imparator, ya da kral var. Ancak böyle görülse de monarşi görünümlü bu yapılar 21. yüzyıl modern yönetim sistemleri çerçevesinde ya güçlü meclislerce ya da ikili meclislerce desteklenmiş veya dengelenmiştir.

Her ne kadar dünyanın egemen yönetimleri kronik oligarşik tahakküm altında olsa da yürütmenin bila kaydüş’şart pervazsızlaşmasına müsaade edilmeyecek bir medeniyet seviyesini yakalamış durumdadır. Bu yazımda, hanedanların egemenliği ilkesine dayalı oligarşi ekibinin varlığı veya durumunu tartışmayacağım. Bu başlı başına ayrı bir yazı konusu. Burada dile getireceğim husus, gündemdeki başkanlık sisteminin dengesini sağlayacak dinamikler üzerine olacaktır. Şimdi bunları maddeler halinde ele alalım. (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , , ,

13355639_1728698224074858_1068126643_n

Tek Dişi Kalmış Doğu, Tek İşi Kalmış Batı Bağlamında, Oryantalist Toplumların Tüketiciliği

 

Gezdik, gördük, yendik demiş Julius Sezar,  M.Ö. Zelan  savaşının ardından, Roma Senatosu’na gönderdiği (senatoyu) küçümseyici mektubunda.  (Zelan, bu günkü Tokat’ın Zile ilçesidir) Bu BATI toplumunun SÖMÜRGECİ ve benmerkezci yapısının bir yansımasıydı.

Üçlü terkiple tarihte biz (islam coğrafyası adına Mevlana) ne demiş peki:

Hamdım, piştim, yandım“.

Aradaki fark, ise, biri dışa dönük saldırgan, biri ise, içe dönük (batınî), muhafazakar. Tabi bunda (daha&helliip;)

Etiketler: , , , , , , , , , ,