bir pazar sabahı yine yoksun yanımda kelebeğim,
sana kendimi kabullendiremememin acısıyla yasıyorum.
her sabah uyandığımda acaba gelir mi diye araladığım penceremden
ufuktaki sonsuzluğa bakıyorum acılı gözlerle
ne tuhaf değil mi özlem içinde gelmeyeceğini bildiğim halde
...
biliyor musun seni ne özel duygularla sevdiğimi.
çekmecem sana yazdığım mektuplarla doldu taştı
aradan yıllar geçse de sararıp solsalar da
içindeki duygular yazıldığı gün gibi içten olacaklar.
cüzdanımda hala resmini saklıyorum açıp bakmasam da
orada varlığı bilmek bana güven veriyor.
sevgi trenini kaçırdım ve son tren ne zaman bilmiyorum
bir sigara dumanında süzüldü gençliğim çocukluğum
dün oyuncaksız bir çocuktum bugün insanların oyuncağıyım
son masum tebessümüm duvardaki fotoğrafta kaldı
oysa elele gönül gönüle dolaştığımız kırlarda
elinin elimin içinde terleyişinin bir nedeni olmalıydı. |