GAZETE YAZILARIM -- > Karadeniz Haber Postası 15 Ağustos 2005

Kent Vizyonunun Oluşturulmasında Yönetici Sinerjisi...

Bir kurumun bir işletmenin olduğu gibi bir kentin yöneticisinin veya yöneticilerinin de o kente ciddi olarak sinerji kattıkları bir gerçektir. Normal şartlarda tek bir kişinin kentin makro planda çehresini değiştirmesi ilk etapta düşünülemez. Ne var ki tek bir kişinin bir kentin çehresini değiştirmesi olsun yine bir kişinin bir ulusun kaderini değiştirmesi olsun ender rastlanan durumlardır.

Kente vizyon kazandırılması kentin liderinde veya önde gelen kişilerinde de büyük bir zeka ve vizyonu gerektirmektedir. Bu tarih içinde hep böyle olagelmiştir. Bir lider projeleri ve ekibiyle birlikte kente gelişme ivmesi vermiş ve yine kenti bir çekim merkezi haline getirmiştir. Dahası bu tür kişilikler çevrelerindeki gelişmiş bir ortamda yine daha gelişmiş bir kenti çıkarabilmiştir. Bir Eskişehir’in bir Malatya’nın zamanında bir Ankara’nın ortaya çıkarıldığı gibi.

Fatsa’da şimdiye kadar hep Ünye’nin gerisinde kalmış ikinci sırada bir kentimizdi. Ne var ki 1995 li yıllardan bu yana hep eleştirdiğim ve eksikliklerini dile getirdiğim Sn. Mustafa ÇAMAŞ zamanında yine aynı dönemlere denk gelen Sn. Yener YILDIRIM’ın başhekimliğine denk gelen dönemlerde güçlü bir Ankara diyaloğuyla Fatsa bir vizyon ve kimlik kazanmıştır. Bu günkü görünümüyle ve vizyonuyla Ünye’yi geride bırakmıştır. Sn. Mustafa ÇAMAŞ’ı eleştiriyordum fakat daha iyi olması yönüyle. Ancak şu önemlidir ki Fatsa bölgenin bir çekim merkezi haline gelmiştir. Güçlü hinterlandı (kuzey güney yolu) bunu daha da pekeştirecektir. Bu ivmede Sn. Eyüp FATSA’nın gayretleri da hepimizce malumdur. Bu ivme yakın gelecekte kuzey güney yoluyla daha da hissedilecektir.

Bu günkü Fatsa’nın yöneticileri bu hazır vizyonu ve gelişme ivmesini bahsini ettiğim yöneticilere borçludur. Bu kişilerin eksiklikleri ve hataları bu açıdan beni ilgilendirmez. Bu satırları yazmak ta kentin makroformu ve vizyonu açısından bir vecibedir. Tabi yine burada Ankara’nın Sinan Aygün’ü varsa Fatsa’nın da Fahri Tanrıkulu ögesi vardır. Kendileri bu gelişme ivmesinde hep gayretkar olmuştur.

Ünye’miz de Tarihindeki talihli dönemleri yakın tarihinini talihsiz yöneticileriyle yerinde saymaya mahkum edilmiştir. Biz isteriz ki Ordu’muzun iki incisi de yan yana iç içe gelişmişliklerini dengeli olarak sürdürsünler. Ünye’miz şimdiye kadarki gelişmesini kaldığı yerden devam ettirmesi öncelikli dileğimizdir.

Yine bunun yanında Obanın (Akkuş, Aybastı, Ulubey, Gölköy gibi ilçelerimizin de kalkınması her Oba kentimizin sahil kenti tarafından korunup kollanmalıdır. Ancak sahil kentlerimiz bu konuda genelde egoist olmuşlardır. Fatsa’mız bu konuda Kumru Korgan ve Çamaş’ın gelişmesine karşı biraz özverili olmuştur. Bu gün Kumru’muz da ciddi bir atılım içine girmiştir. Yalnız burada özel teşebbüsün (özellikle ERÇALLAR’ın) hissedilir katkısını atlamamak gerekir. Aybastı’nın gelişmesi konusunda potansiyel olmasına rağmen bu potansiyel harekete geçirilememiştir.

Ünye ise Akkuş’un gelişmesi konusunda hayli duyarsız kalmıştır ki Akkuş’un gelişme ivmesini hala tam olarak yakalayabildiğini söyleyebilme imkanımız yoktur.

Deniz bilimleri fakültesi, tersane, entegre tesisleri belki de Fatsa’yı özel sektörü kamu sektörüyle sivil bir deniz üssü durumuna getirecektir. Bu konuda söz konusu kompozisyon planı iç açıcıdır.

Denizcilik Meslek Lisesi, Denizcilik Meslek Yüksekokulu ve yine Denizcilik Fakültesi kompozisyonu Tükiye’ye yetiştireceği ara ve orta düzey insan kaynağıyla eğitim kurumları zinciri olarak çok önlerde yerini alacaktır. Meslek Yüksekokulu konusunda da Ünye ile Fatsa’nın adil bir dağılım programı içine alınması gerekmektedir. Bu konuda dengeli bir dağılım olmaması durumunda gerekli tepki gösterilmelidir.

Bu şehirlerimiz bizimdir. Biz yaşayıp biz gezmekteyiz. Bize gelen konuklarımız her bir kentimizin güzelliğini gördükçe göğsümüz kabaracaktır. Bu güzelliklerin daha da artması dileğiyle

ESEN KALIN...

NOT: Bu yazı, Fatsa Güneş Gazetesi ve Karadeniz Haber Postası (Provizyon) Gazetelerinde yayınlanmıştır.