ANA SAYFA YAZILARI :::...>

Fındık nerdeee, borsa nerede…

1970 yılında kaptırılan fındık borsasının hikayesi.

(Yerel Kaynak Kullanımı Açısından Fındık İhtisas Borsası'nın Türkiyeye Alınması)

 Cumhuriyet’in ilanından sonra büyük önder Atatürk’ün, ”Belli başlı ürünlerimizi ilgilendiren birlikler kurulmalıdır.” sözüyle toplanan  I. Ulusal fındık kongresi sonrasında 1938 yılında Fiskobirlik  kurulmuştur.

Kurucular da, Ali Arif LARÇIN (GİRESUN), Hasan AKALIN (GİRESUN), Halil KAMİ (TRABZON), Yahya SUBAŞI (TRABZON), Hüsnü AKYOL (ORDU), Arif Hikmet ONAT (ORDU), Rıza KURT (BULANCAK), Avni ÖZDEN (BULANCAK), Hasan KASAPOĞLU (KEŞAP), Hüsnü ÖZKAN (KEŞAP) olmuştur.

1938 yılından 68 yıldır fındık ürünümüz Fiskobirlik tarafından alınmıştır. Ne var ki yıllar itibarıyla Fındık ekim alanları ve fındıktan geçinen nüfus katlanarak artarken fındık ihracında bu katlanarak artış görülmemiştir.

Elbette ki bu sorumluluk o günden bu güne gelmiş geçmiş bütün yöneticilerin, tarım bakanlığı, ihracattan sorumlu devlet bakanlığı, Odalar ve Borsalar Birliği, Ticaret ve Sanayi odaları, ve esasta en sorumlu kurum da FİSKOBİRLİK tir. Fiskobirlik şu ya da bu şekilde yıllara göre ürün artış miktarındaki artışa göre ürünün pazarlanması için söz konusu ivmeyi devlet mekanizmalarına yeterince yansıtamamıştır.

Aradan geçen 68 sene içinde kayda değer bir gelişme olmamıştır. Ancak buraya kadar. Çünkü artık fındık kaderine terk edilemez. Bu nedenle II. Ulusal Fındık kongresi’nin toplanması için girişimlere şahsen başlamış bulunmaktayım. Bu konuda en başta İstanbul olmak üzere Karadeniz bölgemizde ön çalışmalar başlatılacaktır. Bu konuda 3 Eylül tarihinde (kurultay kapsamında) yapılacak olan FINDIK PANELİ II. ULUSAL FINDIK KONGRESİ’nin altlığını oluşturacaktır.

Bu kongrede de ana tema Fındık Borsası’nın ülkemize alınması olacaktır. 1938 yılında I. Ulusal Fındık Kongresinde FİSKOBİRLİK kurulmuşsa 2007 yılında düzenlemeyi planladığımız II. Ulusal Fındık Kongresinde de Hamburg’da bulunan 1970 yılında elimizden kaptırdığımız Fındık borsası’nın Türkiye’ye alınması temel misyon olacaktır. Dünya üretiminde hiç payı olmayan, dünya fındık ihracatında dördüncü sıralarında bulunan bir ülkede fındık borsasının kurulu olması içler acısı bir durumdur.

Ayrıca söz konusu borsa yapılanması gerçek anlamda üreticilerin ve tüketicilerin buluşma noktası şeklinde olabilir. Büyük meblağda ürün pazara getirenler bizzat kendileri, küçük ölçekli üreticiler de birleşerek borsaya girecek ve alıcılar da bizzat bu noktadan alım yapabilirler. Alıcı ve satıcı aracısı firmalar mümkün olduğunca parçalı bir yapılanmada piyasada kartel veya tröstleşmelere meydan vermeyecek şekilde düzenlenmelidir. Birleşik Devletler (ABD) de de başarı ile uygulanan ürün borsası sistemi, daha önce pamuk için İzmirde uygulamaya konulmuştu. Yıllık 800 milyon dolar ihracat kapasitesi olan fındık sektöründe borsa son derece etkili olacaktır. Borsanın oluşturulmasında elde bulunan en temel veri Gürbüz Mızrak’ın Kasım 2005 tarihinde Ordu Ticaret Borsası için hazırlamış olduğu rapor altlık yapılabilir.

Yalnız fındık borsasının Türkiye’de kurulması konusunda kamuoyu hemfikir iken Türkiye’de nerede kurulması konusunda tam bir karmaşa bulunmaktadır. Ülkemizde 650-700 dolayında tüccar, 70 dolayında imalatçı ve ihracatçı olmak üzere yaklaşık 720-770 dolayında firma fındık ticaretiyle uğraşmaktadır. Firmaların yüzde 47'si fındık ticareti ile iştigal eden işletmelerin yaklaşık 300'ü Ordu içinde faaliyet göstermektedir. Üretici ve üretici birlikleri ve hacmi açısından FINDIK BORSASI nın Ordu’ da kurulması gerekmektedir.

Ordu Ticaret Borsası (OTB) Genel Sekreteri Birol Yılmaz, Türkiye’deki fındığın en fazla üretilen ilin Ordu olduğunu, bu nedenle de Fındık Borsası’nın Ordu’da kurulmasının kaçınılmaz olduğunu söylemiştir. Yılmaz, OTB verileri dikkate alındığında Türkiye’de fındığın en çok sirküle edildiği ve ihracatın en çok yapıldığı ilin Ordu olduğunu da dile getirmiştir.[1]

Bu borsa’nın Giresun veya İstanbul’da da kurulabileceğini dile getirenler de vardır.[2] Ancak ulaşım ve pazarlama imkanları, hinterland faktörü göz önüne alındığında Samsun’un daha uygun görülebileceği ortadadır. Fındık Borsası Türkiye’ye alındıktan sonra artık borsanın nerede kurulacağı tartışılır ve politik tercihi sivil toplum kuruluşları, odalar ve borsalar birlikleri ve Hükümet tarafından belirlenir.

"Dünya tüketiminin yüzde 75'i ülkemizce üretilmektedir. Ürün borsası çerçevesinde fındık borsası tesis edilmesi halinde, fındık rekoltesi tahminleri son derece sağlıklı yapılacak, iç ve dış pazarlama alanları doğru ve isabetli bir şekilde belirlenecektir. Tüccarın alıcı ve satıcı olarak borsaya girmesi arz ve talebin arttırılması için gerekli tedbirlerin alınmasını sağlayacak, alıcı ve satıcı sayısının yüksek olması sistemin çalışmasında ve başarısında önemli rol oynayacaktır."[3] demektedir Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Bayram Cengiz.

Cengiz, ayrıca şunları söylemekte: "Türkiye'de 650-700 dolayında tüccar, 70 dolayında imalatçı ve ihracatçı firma, fındık ticareti ile uğraşıyor. Bunlardan 300'ü Ordu'da faaliyet göstermektedir. Bu değerler baz alındığında Fındık Borsası'nın çalışması için yeterli yoğunlukta katılımcı firmanın bulunduğu görülüyor. Ayrıca, borsanın yeterli potansiyele sahip Ordu'da kurulması gerekmektedir."

CHP Bolu il başkanı Yüksel Ceylan ise şunları söylemiştir. (Parti olarak) “Ulusal Fındık Konseyi” kuracağız. “Uluslararası Fındık Alım Satım Borsası’nın” Doğu Karadeniz Bölgemizde kurulmasını sağlayacağız.”[4] Bu pasaj neden buraya alınmıştır. Bolu yani Batı Karadeniz Kesimi bile borsanın Doğu Karadenizde kulumasını istemektedir.

Fındıkla ilgili bir araştırma raporu bulunmaktadır. T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI TARIMSAL EKONOMİ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ bünyesinde hazırlanan bu raporda,[5] Almanya’nın fındık üretiminde esamesi bile okunmazken fındık ihracatında ise çok gerilerde bulunmaktadır.

Fındık sorunlarının görüşülmesi için 6-7 Eylül 2005 tarihinde Ordu ilinde Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koordinatörlüğünde Türkiye Ziraat Odaları ve Fiskobirliğin katılımı ile “Ulusal Fındık Zirvesi” düzenlenmiştir.[6] Bu zirvenin sonuç bildirgesinin 10. maddesinde, 2844 sayılı “Fındık Üretiminin Planlanması ve Dikim Alanlarının Belirlenmesi Hakkında Kanun” çerçevesinde fındık üretimine izin verilen alanlarda fındık yetiştiriciliği yapan üreticilerin desteklenmesi, 19. maddede, -  Fındık İhtisas Borsası’nın (FİB); salon satışı, elektronik ürün senedi, e-ticaret,  vadeli işlemleri, lisanslı depoculuğu kapsayacak şekilde kurulması gereği, 23. maddede de   Yaklaşık 200 dekarlık modern bir fındık plantasyonu içerisinde fındıkla ilgili bütün tesislerin inşa edileceği ve ticari-kültürel faaliyetlerin en iyi şekilde yürütüleceği bir “DÜNYA FINDIK TİCARET ve KÜLTÜR KOMPLEKSİ” Doğu Karadeniz’de kurulması üzerinde durulmuştur.

Karadeniz Fındık Mamülleri İhracatçılar Birliği (KFMIB) Genel Sekreteri Selçuk Toramanoğlu, Fındık Tanıtım Grubu'nun (FTG) Türk fındığını Uzakdoğu ülkelerine tanıtma ve yeni pazarlar bulma çalışmalarında büyük başarı sağladığını belirterek, ilk kez tatmış oldukları fındığı çok seven Çinlilerin, fındığa enerji veren kutsal yemiş anlamına gelen Weizhengu adını verdiklerini söyledi.[7] Görüldüğü gibi dünyada fındığın tadına bakmayan milyonlarca insan bulunmaktadır. Demek ki güçlü bir pazarlama ve Türkiye’de bulunan borsa ile fiyat ve destekleme alımına bile gerek kalmayacaktır.

Selçuk Toramanoğlu, yaptığı açıklamada, 2000 yılında başlattıkları Türk fındığını Jayonya ve Çin başta olmak üzere Uzakdoğu ülkelerine tanıtma ve fındığa yeni pazarlar bulma çalışmalarını 2001 yılında atkif hale getirerek, bu ülkelere yapılan fındık ihracatında % 400 artış sağladıklarını belirtti.[8]

Türkiye’de başta Ordu ve Giresun olmak üzere Karadeniz Bölgesi’nde üretilen fındığın önemli bir kısmı Avrupa’daki çikolata üreticisi büyük gruplara satılıyor. Fiyat konusunda bir istikrarı olmaması ve geçen yıl kentel (100 kilo) fiyatının bin 200 dolara çıkması sebebiyle, üreticiler kendilerine alternatif pazar aramaya başladı. İtalyan çikolata devi Feroro’nun Türkiye ile aynı iklim özelliklerine sahip ülkelere üretim yaptırdığı öğrenildi.[9] Görüldüğü gibi fiyat istikrarsızlığından dolayı önemli çikolata üreticileri alternatif çözümler bulmaya çalışmışlardır. Bu da dünya fındık üretimindeki liderliğimizin sarsılması anlamına gelecektir. 1970 yılında kaptırdığımız[10] borsayı acilen kazanmamız her açıdan acil ve zorunludur.

, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) fındık sorununun çözümü için harekete geçti. TOBB Başkanı Rıfat Hisarcılıklıoğlu başkanlığında 17.05.2006 tarihinde Ankara’ da yapılan “Fındığın Geleceği ve Yol Haritası” başlıklı toplantıya TOBB Başkan Yardımcısı ve ATB Başkanı Faik Yavuz, Fiskobirlik Genel Müdürlü Nihat Yılmaz ve yönetim kurulu üyeleri, Karadeniz’deki ticaret ve sanayi odaları  ile ticaret borsalarının yönetim kurulu üyeleri, ihracatçılar ve TOBB Yönetim kurulu üyeleri katıldı.[11]

Dünya üretiminde ilk onda olduğumuz ürünler ise aşağıdadır.[12]

DÜNYA ÜRETİMİNDE İLK ONDA OLDUĞUMUZ ÜRÜNLER

Kayısı

1

İncir

1

Fındık

1

Salatalık

2

Mercimek

2

Karpuz

2

Domates

2

Bezelye

3

Biber

3

Koyun sütü

3

Patlıcan

3

Zeytin

4

Fıstık

4

Soğan

4

Pamuk

5

Elma

5

Üzüm

5

Şeker pancarı

5

Tütün

6

Çay

6

Koyun eti

6

Arpa

6

Koyun eti

6

Badem

7

Greyfurt

7

Limon

9

Keçi eti

9

Çavdar

9

Buğday

10

fındık üreticiden alış fiyatı bu gün itibarıyla yaklaşık 2.5 ytl iken  kuruyemişçide satış fiyatı ise yaklaşık 29 ytl civarındadır. Alış ile satış arasında bu kadar fark olan başka bir ürün var mı acaba..

Türkiye’nin Fındık İhracatı[13]

2001

255.893

636.027.664

2002

255.918

593.690.721

2003

217.176

878.754.034

2004

194.594

1.554.156.298

2005

223.805

1.874.495.771

Ülkelere göre Fındık üretimi (Ton)

                            2003   2004               2005  

Türkiye

512.000

360.000

483.000

İtalya

60.000

100.000

70.000

İspanya

20.000

25.000

20.000

A.B.D.

34.000

30.000

25.000

Ara Toplam

626.000

515.000

598.000

1980 yılında ihracatımızın %13 ünü fındık oluştururken. IMF ve Dünya Bankasının basıları ile fındık alanlarının sökümü ve yanlış politikalarla bu oran %3,5 lara kadar gerilemiştir.[14]

Fındıkta İsyan Ettiren Fiyat İstikrarsızlığı ve Borsasızlık

 

Fındık fiyatlarının oluşmasında, oluşturulmasında yönlendirilmesinde Dolar bazında meydana gelen istikrarsızlık2003-2006 yıllarına bakılırsa rahatlıkla görülebilir. 2004 yılındaki dramatik artışta doların TL bazındaki düşüşü etki etmektedir.[1]

En dramatik konu da geçen yıl (2005 yılı) 5.27 dolar olan fındığın neredeyse iki katına kadar düşmüş olması ve bu durumun bölge insanı üzerinde ortaya çıkardığı psikolojik linçtir.

 

[1] http://arsiv.sabah.com.tr/2006/09/07/eko110.html# Bu da yine cari bir borsanın ülkemizde olmamasından kaynaklanmaktadır.

BORSANIN GETİRECEKLERİ

Fındık ihtisas borsasının kurulması durumunda, işlem gören fındığın tahlili borsada yapılabilecek, ihracatta karşılaşılan bozuk fındık sorunu ortadan kalkacak ve borsada işlem gören fındık, AB standartlarına uygun hale gelerek tüketiciye ulaşacaktır.

Borsa için önemli olan ürünlerin fiyatın düşük olduğu zamanlarda bekletilmesi sorunu konusunda ise, Emanet sistemine alternatif olarak lisanslı depoculuk sistemi önerilmektedir. Ancak lisanslı depoculuk fındık piyasasındaki fiyatları etkileyecek bir yöntem değil. Sadece ürünün satımının kontrollü olarak ötelenmesi sistemidir.[15]

Fındık kulisini arkadan istediği gibi yönlendiren Cüneyd Zapsu'ya sormak gerek; dıştan fiyatları ayarlamak mı daha iyi, yoksa bir borsa oluşturmak mı?..[16]

Zapsu neyin temsilcisi

'Fiyatları yüksek tutmayalım, ithalatçılar bize kızar' diyen veya düşüncesinde olan Cüneyd Zapsu, zamanında Türkiye'nin en önemli fındık ithalatçısı (yurtdışında) idi ve hammaddesi fındık ve çikolata olan Kinder Suprise adlı dünyada en çok satılan çocuk çikolatalarının Türkiye distribütörüdür. İtalyan kökenli Nutella'nın da bayisiydi sanırım. Bunun gibi ithalatçı 5-6 firmanın temsilciliğini yürütmektedir.[17] Fındığın fiyatının bu kadar düşük olmasının kime veya kimlere faydası var sorusu ile bu düşük fiyattan etkilenen milyonların hak ve menfaatlerinin karşı karşıya gelmesi bu günün sorunudur.

Fındık borsasının oluşturulması açısından temel adımlardan birisi de TBMM ye sunulacak kanun teklifidir. TBMM Başkanlığına sunulan Fındık Üreticisinin Korunması ve Fındık İçin Devlet Politikası oluşturulması Hakkındaki Kanun Teklifine göre, fındık üreticileri ürünlerini depolamak için FİSKOBİRLİK depolarının kullanacağı bildirilmektedir. Ürünlerini veren üreticiye sertifika verilecek ve istediği zaman sertifikası karşılığında ürünlerini geri alabilecek veya o günün fiyatlarından satabileceği öngörülmektedir. Fındığın üretilmesi, depolanması, pazarlanması ve fiyatının devlet tarafından garanti ve koruma altına alınması için bir konsey kurularak Konsey üyeleri, devletin resmi temsilcileri, kooperatif üretici birlikleri ve sendika temsilcilerinden oluşacak. Konsey, her yıl en az 2 kez toplanacak.[18]

Yalnız yasa teklifine katılmayacağımız önemli bir madde bulunmaktadır. Teklifin yasalaşıp yürürlüğe girmesinden itibaren 2 yıl içinde, düzlük arazideki fındık ağaçlarını söküp, alternatif ürün ekmek isteyen üreticilere, dönüm başına 3 bin YTL teşvik primi verileceği geçmektedir. Bu politik ve stratejik bir hatadır. Bu konuda yapılması gereken bu günden itibaren fındık dikiminin kontrol altına alınması her üreticiye yıllık azami fındık satım kapasitesini aşmayacak limitler konulması gereğidir. Yani bu günü değil yarını planlamak daha anlamlı olacaktır.

Üreticiye tanınacak bu limitler son on yılın ortalama satış miktarı üzerinden belirlenebilir. Üreticiler bunun üzerindeki ürünü pazara getiremeyecektir. Ama her halükarda varolan fındık alanlarının sökülmesi stratejik açıdan büyük bir hata olur.

YA FINDIK ÜRETİCİSİ

Ekseriyetle Milli Gelire sağladığı katkı sürekli düşen ve her yıl artan rakamlarla yine sürekli göç veren bir coğrafyada yaşayan (D.KARADENİZ). Düğününü, yıllık alışverişini (gıda, giyim, yakacak), çeşitli tamirini, eksiğini, gediğini v.b sadece bu paraya endeksleyen başkaca da bir geliri olmayan insan grubu. Vatanına, milletine bağlı, eylem, grev, isyan nedir bilmeyen İki gönül alıcı söze kanmaya dünden razı! bir garip Anadolu insanıdır fındık üreticisi.

Son eylemi de artık canına tak etmesinin bir tepkisidir. Bu mitingde aslında üretici kendi bile kendine inanamamıştır nasıl böyle büyük bir tepki verdiğini. Üretici 2004 yılında dondan ağlamıştır. 2005 te gülmüş ama hala parasını alamamışken 2006 yılında da korkunç düşük fiyatlarla gülemez ve ağlayamaz duruma gelmiş şaşkınlık ve şok içindedir.

Ordu ve Giresun'da üretici fındığını, 5-6 YTL'ye dahi satamaz iken, büyükşehirlerdeki satış fiyatları kiloda 20-25 YTL arasındadır, bu fiyat farkını üretici adına avantaj haline getirmek için, Fiskobirlik, ürünlerini Türkiye çapında zincir marketlerde pazarlamalı ve karı üretici ile bölüşmelidir.[19]


[12]http://66.249.93.104/search?q=cache:F6Qj0MBtmu0J:www.soketb.org.tr/haberler/9995.htm+FINDIK+BORSASI&hl=tr&gl=tr&ct=clnk&cd=53

[15] Bektaş, Selma Şimşek; 04.08.2006 / / Haber Referans http://www.ekopusula.com/news_detail.php?id=763&PHPSESSID=fc09a8e56b566dd460c2859d0a6d83f2 (erişim tarihi: 20.08.2006)

[19] Köymen, YİĞİT, Fındıkta Dönen Dolaplar, http://www.digimedya.com/Content/Articles/1418.aspx

TO READ OR NOT TO READ

İŞTE BÜTÜN MESELE BU !!