CHP yarım yüzyıldır sürdürdüğü ülke politikasından asla vazgeçecek gibi değildi. Bir gün geldi CHP nin içinden biri çıktı ve bu parti dogmasını sorguladı ve kendi davranışlarıyla ve icraatlarıyla önce Şişli'nin sonra bütün Türkiye'nin gönlüne girdi.

Sarıgül'ün bu çıkışı Erbakan'lı Refah Partisinden Tayyip ERDOĞAN'ın çıkışına ne kadar da benziyordu. Her ikisi de halka yakın her ikisi de "zavallı insanları" çok iyi biliyorlardı. Bu durum Erdoğan için yeni veya orijinal değildi. Çünkü içinden geldiği parti  zaten buna yabancı değildi.

Fakat SARIGÜL için yeni bir durumdu. Çünkü klasik CHP zihniyeti önündeki olayları hep masabaşında konuşmuş, köşklerde veya yalılarda planlamış, uçaklarda veya özel otolarda değerlendirmişti. Bir anlamda CHP zihniyeti toprağı saksıda, halkı da halk otobüslerinde görmüştü. Önemli ekseriyetinin taban ile veya halk ile gerçekçi bir diyaloğu bulunmamaktaydı.

İşte SARIGÜL o "gariban" halkın gözüyle olaylara bakmayı denemiş ve önemli ölçüde de başarmıştır. Yalnız SARIGÜL'ün çok önemli bir açmazı bulunmaktadır. O da içinde bulunduğu partisi ve seksen yılı aşkın aynı zihniyetli partilileridir. Bu kadar geniş kitlenin bakış açılarını değiştirmek kolay olmasa gerek. Yani SARIGÜL kendi tabanını kişiliğine göre değiştirebilirse başarılı olur. Yoksa ya kendisi o büyük kitlenin içinde izole olacaktır ya da kişiliğine uygun başka bir siyasal yapılanmaya yönelecektir.

Bir başka nokta da SARIGÜL ün ötedenberi muhalefet veya slogan üretmekten öteye gidemeyen teşkilatını icraata nasıl yönlendirecektir. Çünkü Vatana hizmet bir sevdadır. İş ister, çalışma ister, emek ister. Ama her halükarda sadece ve sadece laf istemez…..

Etiketler: , , ,